- Bu ibret gözüne sahip olan sinek olmaz; ruhu, surete lâyık olmayacak derecede yüksek bir zat olur, 1090
- آن مگس نبود کش این عبرت بود ** روح او نی در خور صورت بود
- Tavşanın geç gelmesinden aslanın incinmesi
- تولیدن شیر از دیر آمدن خرگوش
- Aslanla pençeleşen o tavşan gibi. Onun ruhu, nasıl olur da küçücük cüssesine lâyık olur?
- همچو آن خرگوش کاو بر شیر زد ** روح او کی بود اندر خورد قد
- Aslan, hiddetle: “Düşman, aldatıcı sözlerle gözümü kapattı.
- شیر میگفت از سر تیزی و خشم ** کز ره گوشم عدو بر بست چشم
- Cebrîlerin hileleri beni bağladı, tahta kılıçları vücudumu yordu.
- مکرهای جبریانم بسته کرد ** تیغ چوبینشان تنم را خسته کرد
- Bundan sonra ben artık o gürültüyü dinlemem. Onlar hep şeytanların, gulyabanilerin sesleri!
- زین سپس من نشنوم آن دمدمه ** بانگ دیوان است و غولان آن همه
- Ey gönül; durma, onları parçala, derilerini yüz. Zaten onlar deriden başka bir şey değildir!” diyordu. 1095
- بردران ای دل تو ایشان را مهایست ** پوستشان بر کن کشان جز پوست نیست
- Deriden maksat nedir? Renk renk lâflar… Su üstündeki, durmalarına imkân olmayan menevişler gibi.
- پوست چه بود گفتهای رنگ رنگ ** چون زره بر آب کش نبود درنگ
- Bu söz deri gibidir, mana onun içi; bu söz, ceset gibidir, mana, can.
- این سخن چون پوست و معنی مغز دان ** این سخن چون نقش و معنی همچو جان
- Kötü iç’in ayıbını deri örter; iyi iç’i de gayret dolayısıyla Gayb âlemi.
- پوست باشد مغز بد را عیب پوش ** مغز نیکو را ز غیرت غیب پوش
- Kalemin rüzgârdan, kâğıdın sudan olursa ne yazarsan derhal yok olur.
- چون قلم از باد بد دفتر ز آب ** هر چه بنویسی فنا گردد شتاب