- Kötü iç’in ayıbını deri örter; iyi iç’i de gayret dolayısıyla Gayb âlemi.
- پوست باشد مغز بد را عیب پوش ** مغز نیکو را ز غیرت غیب پوش
- Kalemin rüzgârdan, kâğıdın sudan olursa ne yazarsan derhal yok olur.
- چون قلم از باد بد دفتر ز آب ** هر چه بنویسی فنا گردد شتاب
- Manasız söz, su üstüne yazılan yazıdır. Ondan vefa umarsan iki elini ısırarak dönersin (pişman olur). 1100
- نقش آب است ار وفا جویی از آن ** باز گردی دستهای خود گزان
- Rüzgâr, insandaki heva ve arzudur. Heva ve hevesten geçersen Tanrı’nın haberi karlı, ondan haber alırsın.
- باد در مردم هوا و آرزوست ** چون هوا بگذاشتی پیغام هوست
- Tanrı’nın haberleri çok hoştu; çünkü baştan sona kadar ebedîdir.
- خوش بود پیغامهای کردگار ** کاو ز سر تا پای باشد پایدار
- Peygamberlerin ululuğundan ve hutbelerinden gayrı padişahların hutbeleri, ululukları, adları, sanları değişir, baki kalmaz.
- خطبهی شاهان بگردد و آن کیا ** جز کیا و خطبههای انبیا
- Çünkü padişahların kuvvetleri hevadandır. Peygamberlerin icazetnameleri ise ululuk sahibi Tanrı’dandır.
- ز آن که بوش پادشاهان از هواست ** بار نامهی انبیا از کبریاست
- Paralara padişahların adlarını kazırlar; Ahmed’in adını ise kıyamete kadar hâk kederler. 1105
- از درمها نام شاهان بر کنند ** نام احمد تا ابد بر میزنند
- Ahmed’in adı, bütün Peygamberlerin adıdır. Yüz, elimizde olunca doksan da bizde demektir.
- نام احمد نام جمله انبیاست ** چون که صد آمد نود هم پیش ماست
- Yine tavşanın hilesi ve gitmede gecikmesi
- هم در بیان مکر خرگوش
- Tavşan aslana gitmede epeyce gecikti. Yapacağı hileyi kendisince kararlaştırdı.
- در شدن خرگوش بس تاخیر کرد ** مکر را با خویشتن تقریر کرد