- Hulâsa gözlerimiz onu idrak edemez; o bizi görür, idrak eder. Sen bunu, Mûsâ ile Tûr kıssasında gör! 1135
- لاجرم أبصارنا لا تدرکه ** و هو یدرک بین تو از موسی و که
- Suretle manayı; aslanla orman yahut ses ve sözle düşünce gibi bil!
- صورت از معنی چو شیر از بیشه دان ** یا چو آواز و سخن ز اندیشه دان
- Bu söz, bu ses; düşünceden meydana geldi. Fakat düşünce denizi nerede? Onu bilmezsin.
- این سخن و آواز از اندیشه خاست ** تو ندانی بحر اندیشه کجاست
- Ama lâtif bir söz dalgası görünce onun denizinin de kadri yüce bir deniz olacağını anlarsın.
- لیک چون موج سخن دیدی لطیف ** بحر آن دانی که باشد هم شریف
- Bilgiden düşünce dalgası zuhura gelince mana, söz ve sesten bir suret düzdü.
- چون ز دانش موج اندیشه بتاخت ** از سخن و آواز او صورت بساخت
- Sözden bir şekil doğdu, yine öldü. Dalga kendini yine denize iletti. 1140
- از سخن صورت بزاد و باز مرد ** موج خود را باز اندر بحر برد
- Suret sûretsizlikten çıktı, yine sûretsizliğe döndü. Zira biz yine Tanrı’ya döneceğiz.
- صورت از بیصورتی آمد برون ** باز شد که إنا إليه راجعون
- Şu halde sen her göz açıp kapamada ölüyor, diriliyorsun. Mustafa “dünya bir andan ibarettir” buyurdu.
- پس ترا هر لحظه مرگ و رجعتی است ** مصطفی فرمود دنیا ساعتی است
- Bizim fikrimiz havada bir oktur. Havada nasıl durur? Tanrı’ya gelir.
- فکر ما تیری است از هو در هوا ** در هوا کی پاید آید تا خدا
- Her nefeste dünya yenilenir. Fakat biz, dünyayı öylece durur gördüğümüzden bu yenilenmeden haberdar değiliz.
- هر نفس نو میشود دنیا و ما ** بیخبر از نو شدن اندر بقا