- Korkusuz ve çalımlı bir tavırla hiddetli, titiz, kızgın, suratı asık bir halde koşmakta.
- میدود بیدهشت و گستاخ او ** خشمگین و تند و تیز و ترش رو
- Çünkü müteessir ve zebun bir halde gelişten suçluluk anlaşılır. Ama cesurluk her türlü şüpheyi giderir.
- کز شکسته آمدن تهمت بود ** وز دلیری دفع هر ریبت بود
- Aslanın hizasına yaklaşıp ilerleyince aslan bağırdı: “Bire adam evlâdı olmayan!
- چون رسید او پیشتر نزدیک صف ** بانگ بر زد شیرهای ای ناخلف
- Ben ki filleri parça parça etmişim; ben ki erkek aslanların kulağını burmuşum;
- من که گاوان را ز هم بدریدهام ** من که گوش پیل نر مالیدهام
- Bir tavşan parçası kim oluyor ki böyle benim emrimi ayakaltına atsın! 1155
- نیم خرگوشی که باشد که چنین ** امر ما را افکند او بر زمین
- Tavşan uykusunu ve gafletini bırak; ey eşek, bu aslanın kükreyişini dinle!”
- ترک خواب غفلت خرگوش کن ** غرهی این شیر ای خر گوش کن
- Tavşanın mazeretini söylemesi ve aslana yaltaklanması
- عذر گفتن خرگوش
- Tavşan dedi ki: “Eğer efendimiz affederlerse aman dileyeceğim, mazeretim var.”
- گفت خرگوش الامان عذریم هست ** گر دهد عفو خداوندیت دست
- Aslan “Ey ahmaklardan arta kalan, bu ne biçim özür? Padişahlar huzuruna bu zaman mı gelinir?
- گفت چه عذر ای قصور ابلهان ** این زمان آیند در پیش شهان
- Sen vakitsiz öten horozsun başını kesmeli. Ahmağın mazereti dinlenmez.
- مرغ بیوقتی سرت باید برید ** عذر احمق را نمی شاید شنید
- Ahmağın özrü kabahatinden beter olur. Cahilin özrü her ilmin zehridir. 1160
- عذر احمق بدتر از جرمش بود ** عذر نادان زهر هر دانش بود