- O, eşyaya ne lâkap verdiyse değişmemiştir; çevik dediği tembel çıkmamıştır.
- هر لقب کاو داد آن مبدل نشد ** آن که چستش خواند او کاهل نشد
- Sonunda mümin olacak kimseyi önceden gördü; sonunda kâfir olacak adam da ona belli oldu.
- هر که آخر مومن است اول بدید ** هر که آخر کافر او را شد پدید
- Her şeyin adını, bilenden işit; “Allemelesmâ” remzinin sırrını duy!
- اسم هر چیزی تو از دانا شنو ** سر رمز علم الاسما شنو
- Bize göre her şeyin adı, görünüşüne tâbidir; nasıl görünüyorsa biz, ona öyle deriz. Fakat Tanrı’ya göre içyüzüne, hakikatine tâbidir.
- اسم هر چیزی بر ما ظاهرش ** اسم هر چیزی بر خالق سرش
- Mûsâ’ya göre sopasının adı asâ; Yaratan yanında ejderha idi. 1240
- نزد موسی نام چوبش بد عصا ** نزد خالق بود نامش اژدها
- Bu âlemde Ömer’in adı puta tapındı; hâlbuki tâ “Elest” te onun ismi mümindi.
- بد عمر را نام اینجا بت پرست ** لیک مومن بود نامش در الست
- Bizim yanımızda adı meni olan şey, Hak yanında şu benlikle zahir olan suretti.
- آن که بد نزدیک ما نامش منی ** پیش حق این نقش بد که با منی
- Bu meni, yokluk âleminde vardı; eksiksiz, artıksız aynen Tanrı’nın ilminde mevcuttu.
- صورتی بود این منی اندر عدم ** پیش حق موجود نه بیش و نه کم
- Hâsılı Tanrı indinde sonumuz ne olacaksa hakikatte adımız o olmuştur.
- حاصل آن آمد حقیقت نام ما ** پیش حضرت کان بود انجام ما
- Tanrı, insana akıbetine göre bir ad koyar. Halkın taktığı ödünç ada göre değil! 1245
- مرد را بر عاقبت نامی نهد ** نه بر آن کاو عاریت نامی نهد