- O zaman, bütün hayvanlar, sevinçli bir halde gülüp oynayarak, onun yüzünü öptüler,
- جمع گشتند آن زمان جمله وحوش ** شاد و خندان از طرب در ذوق و جوش
- Etrafına halka oldular. O, çırağ gibi ortalarındaydı. Bütün sahradakiler, ona secde ettiler.
- حلقه کردند او چو شمعی در میان ** سجده آوردند و گفتندش که هان
- “Sen gökten inen bir melek misin, yoksa peri misin? Hayır, ne meleksin, ne peri! Sen, erkek aslanların Azrâilisin
- تو فرشتهی آسمانی یا پری ** نی تو عزراییل شیران نری
- Ne olursan ol; canımız sana kurban olsun! Ona galip geldin, elin, kolun sağ olsun! 1360
- هر چه هستی جان ما قربان تست ** دست بردی دست و بازویت درست
- Tanrı bu suyu, senin arkından akıttı; eline, koluna aferin!
- راند حق این آب را در جوی تو ** آفرین بر دست و بر بازوی تو
- Bir daha söyle! Onu hile ile nasıl inandırdın; o zalimi, düzenle nasıl kahrettin?
- باز گو تا چون سگالیدی به مکر ** آن عوان را چون بمالیدی به مکر
- Bir daha söyle ki hikâyen dertlere derman, canlara merhem olsun!
- باز گو تا قصه درمانها شود ** باز گو تا مرهم جانها شود
- Bir daha söyle ki o sitemkârın zulmünden canlarımızda yüz binlerce yaralar var” dediler.
- باز گو کز ظلم آن استم نما ** صد هزاران زخم دارد جان ما
- Tavşan dedi ki: “Ey ulular! Tanrı yardım etti, yoksa dünyada bir tavşan kim oluyor ki? 1365
- گفت تایید خدا بود ای مهان ** ور نه خرگوشی که باشد در جهان
- Koluma kuvvet, kalbime nur verdi; kalp nuru da elime ayağıma kudret verdi.
- قوتم بخشید و دل را نور داد ** نور دل مر دست و پا را زور داد