English    Türkçe    فارسی   

1
1375-1384

  • Cehennem, bu nefistir; cehennem, bir ejderhadır ki harareti denizlerle eksilmez. 1375
  • دوزخ است این نفس و دوزخ اژدهاست ** کاو به دریاها نگردد کم و کاست‌‌
  • Yedi denizi içer de yine kocakarıya benzeyen nefsin harareti ve coşkunluğu azalmaz.
  • هفت دریا را در آشامد هنوز ** کم نگردد سوزش آن خلق سوز
  • Taşlar, taş yürekli kâfirler; ağlayıp inleyerek mahcup bir halde cehenneme girerler.
  • سنگها و کافران سنگ دل ** اندر آیند اندر او زار و خجل‌‌
  • Hak’tan ona şu nida gelmedikçe bu kadar azaba da kanaat etmez:
  • هم نگردد ساکن از چندین غذا ** تا ز حق آید مر او را این ندا
  • “Doydun mu” denir. O, kurt ve sırtlan gibi “Hayır, doymadım” der. İşte sana ateş, işte sana hararet!
  • سیر گشتی سیر گوید نی هنوز ** اینت آتش اینت تابش اینت سوز
  • Bütün bir âlemi, bir lokma edip yutar da yine midesi “Daha fazla yok mu” diye bağırır. 1380
  • عالمی را لقمه کرد و در کشید ** معده‌‌اش نعره زنان هل من مزید
  • Nihayet Hak, onun üstüne Lâmekân âleminden ayağını koyar da işte o vakit derhal sakinleşir.
  • حق قدم بر وی نهد از لا مکان ** آن گه او ساکن شود از کن فکان‌‌
  • Bizim nefsimiz de cehennemin bir parçasıdır. Onun için cüzüler daima küllün tabiatındadır.
  • چون که جزو دوزخ است این نفس ما ** طبع کل دارد همیشه جزوها
  • Nefsi öldürecek ayak da ancak Hakk’ın ayağıdır. Zaten nefsin yayını Hak’tan gayrı kim çekebilir?
  • این قدم حق را بود کاو را کشد ** غیر حق خود کی کمان او کشد
  • Yaya ancak doğru ok koyarlar. Bu yayın ters ve eğri okları da vardır.
  • در کمان ننهند الا تیر راست ** این کمان را باژگون کژ تیرهاست‌‌