English    Türkçe    فارسی   

1
144-153

  • (Hekim) dedi ki: “Ey padişah, evi halvet et, yakını da uzaklaştır.
  • Köşeden, bucaktan kimse kulak vermesin de ben bu cariyecikten bir şeyler sorayım.” 145
  • Oda boşaldı, Hekim ile hastadan başka kimsecikler kalmadı.
  • Hekim tatlılıkla, yumuşak yumuşak dedi ki: “Memleketin neresi? Çünkü her memleket halkının ilâcı başka başkadır.
  • O memlekette akrabandan kimler var? Kime yakınsınız; neye bağlısın?
  • Elini kızın nabzına koyup birer birer felekten çektiği cevir ve meşakkati soruyordu.
  • Bir adamın ayağına diken batınca ayağını dizi üstüne kor. 150
  • İğne ucu ile diken başını arar durur, bulamazsa orasını dudağı ile ıslatır.
  • Ayağa batan dikeni bulmak, bu derece müşkül olursa, yüreğe batan diken nicedir? Cevabını sen ver!
  • Her çer çöp (mesabesinde olan,) gönül dikenini göreydi gamlar, kederler; herkese el uzatabilir miydi?