- Ortada halkın yaptığı işler yoksa, her şeyi Hak yapıyorsa, şu halde kimseye “bunu niye böyle yaptın” deme!
- گر نباشد فعل خلق اندر میان ** پس مگو کس را چرا کردی چنان
- Tanrı’nın yaratması, bizim yaptığımız işleri meydana getirmektedir. Bizim işlerimiz, Tanrı işinin eserleridir.
- خلق حق افعال ما را موجد است ** فعل ما آثار خلق ایزد است
- Söz söyleyen kimse, ya harfleri görür yahut manayı. Bir anda her ikisini birden nasıl görebilir?
- ناطقی یا حرف بیند یا غرض ** کی شود یک دم محیط دو عرض
- İnsan, konuşurken manayı düşünür, onu kastederse harflerden gafildir. Hiçbir göz, bir anda hem önünü, hem ardını göremez.
- گر به معنی رفت شد غافل ز حرف ** پیش و پس یک دم نبیند هیچ طرف
- Şunu iyice bil! Önünü gördüğün zaman ardını nasıl görebilirsin? 1485
- آن زمان که پیش بینی آن زمان ** تو پس خود کی ببینی این بدان
- Mademki can, harfi ve manayı bir anda ihata edemez, nasıl olur da hem işi yapar, hem o iş yapma kudretini yaratır?
- چون محیط حرف و معنی نیست جان ** چون بود جان خالق این هر دوان
- Ey oğul! Tanrı, her şeye muhittir. Bir işi yapması, o anda diğer bir işi yapmasına mâni olamaz.
- حق محیط جمله آمد ای پسر ** وا ندارد کارش از کار دگر
- Şeytan, “Bima ağveytenî ” dedi; o alçak ifrit, kendi fi’lini gizledi.
- گفت شیطان که بما أغویتنی ** کرد فعل خود نهان دیو دنی
- Âdem ise “Zalemna enfüsena” dedi; bizim gibi Hakk’ın fiilinden gafil değildi;
- گفت آدم که ظلمنا نفسنا ** او ز فعل حق نبد غافل چو ما
- Günah ettiği halde edebe riayet ederek Tanrı’ya isnat etmedi. Tanrı’nın halk ettiğini gizledi. O suçu kendine atfettiğinden ihsana nail oldu. 1490
- در گنه او از ادب پنهانش کرد ** ز آن گنه بر خود زدن او بر بخورد