- Fakat hiddetle, şiddetle senden gelen kötülük, sema’dan, çengin nağmelerinden daha zevkli, daha neşeli. 1565
- ای بدی که تو کنی در خشم و جنگ ** با طرب تر از سماع و بانگ چنگ
- Ey cefası devletten daha güzel, intikamı candan daha sevimli dilber!
- ای جفای تو ز دولت خوبتر ** و انتقام تو ز جان محبوبتر
- Ateşin bu acaba nurun nasıl? Matem, bu olunca düğünün nice?
- نار تو این است نورت چون بود ** ماتم این تا خود که سورت چون بود
- Cevrinde öyle tatlılıklar var ki, malik olduğun letafet yüzünden kimse seni hakkıyla anlayamaz.
- از حلاوتها که دارد جور تو ** وز لطافت کس نیابد غور تو
- Hem inlerim, hem de sevgili inanır da kereminden o cevri azaltır diye korkarım.
- نالم و ترسم که او باور کند ** وز کرم آن جور را کمتر کند
- Kahrına da hakkıyla âşığım, lütfuna da. Ne şaşılacak şey ki ben bu iki zıdda da gönül vermişim. 1570
- عاشقم بر قهر و بر لطفش به جد ** بو العجب من عاشق این هر دو ضد
- Tanrı hakkı için bu dikenden kurtulur, gül bahçesine kavuşursam bu sebepten bülbül gibi feryat ederim.
- و الله ار زین خار در بستان شوم ** همچو بلبل زین سبب نالان شوم
- Bu ne şaşılacak şey bülbüldür ki ağzını açınca dikeni de gül bahçesiyle beraber yutar, ikisini de bir görür!
- این عجب بلبل که بگشاید دهان ** تا خورد او خار را با گلستان
- Bu bülbül değil, ateş canavarı! Onun aşkıyla bütün kötü şeyler, kendisine hoş gelmekte!
- این چه بلبل این نهنگ آتشی است ** جمله ناخوشها ز عشق او را خوشی است
- Güle âşık, hâlbuki esasen kendisi gül, kendisine âşık, kendi aşkını aramakta!”
- عاشق کل است و خود کل است او ** عاشق خویش است و عشق خویش جو
- İlâhî akıl kuşlarının kanatlarının evsafı
- صفت اجنحهی طیور عقول الهی