Zalim onlardır ki gözlerini kapamışlar, söyledikleri sözlerle bütün âlemi yakmışlardır.
ظالم آن قومی که چشمان دوختند ** ز آن سخنها عالمی را سوختند
Bir söz, bir âlemi yıkar, ölmüş tilkileri aslan eder.
عالمی را یک سخن ویران کند ** روبهان مرده را شیران کند
Canlar aslen İsâ nefeslidir; bir anda yara, bir anda merhem olurlar.
جانها در اصل خود عیسی دمند ** یک زمان زخمند و گاهی مرهمند
Canlardan perde kalkaydı; her canın sözü, Mesih'i’ sözü gibi tesir ederdi.
گر حجاب از جانها برخاستی ** گفت هر جانی مسیح آساستی
Şeker gibi söz söylemek istersen sabret, haris olma , bu helvayı yeme!1600
گر سخن خواهی که گویی چون شکر ** صبر کن از حرص و این حلوا مخور
Feraset sahiplerinin iştahları sabradır, onlar sabretmek isterler. Helva ise, çocukların istediği şeydir.
صبر باشد مشتهای زیرکان ** هست حلوا آرزوی کودکان
Sabreden, göklerin üstüne yükselir; helva yiyense geriler, kalır!
هر که صبر آورد گردون بر رود ** هر که حلوا خورد واپستر رود
Ferideddîn-i Attâr’ın – Tanrı ruhunu takdis etsin – sözünün tefsiri “Ey gafil! Sen nefis ehlisin, toprak içinde kan yiyedur! Fakat gönüle sahip olan kişi , zehir bile yese o zehir bal olur.”
تفسیر قول فرید الدین عطار قدس الله روحه: تو صاحب نفسی ای غافل میان خاک خون میخور که صاحب دل اگر زهری خورد آن انگبین باشد
Gönle sahip olan kişi, apaçık öldürücü bir zehir bile yese ona ziyan gelmez.
صاحب دل را ندارد آن زیان ** گر خورد او زهر قاتل را عیان
Çünkü o, sıhhat bulmuş, perhizden kurtulmuştur. Fakat zavallı talip (kemale ermemiş salik), henüz hararet içindedir.
ز آن که صحت یافت و از پرهیز رست ** طالب مسکین میان تب در است
Peygamber buyurdu ki:”Ey cüretli talip! Sakın hiçbir matlup ile mücadele etme!”1605
گفت پیغمبر که ای مرد جری ** هان مکن با هیچ مطلوبی مری