Şeker gibi söz söylemek istersen sabret, haris olma , bu helvayı yeme!1600
گر سخن خواهی که گویی چون شکر ** صبر کن از حرص و این حلوا مخور
Feraset sahiplerinin iştahları sabradır, onlar sabretmek isterler. Helva ise, çocukların istediği şeydir.
صبر باشد مشتهای زیرکان ** هست حلوا آرزوی کودکان
Sabreden, göklerin üstüne yükselir; helva yiyense geriler, kalır!
هر که صبر آورد گردون بر رود ** هر که حلوا خورد واپستر رود
Ferideddîn-i Attâr’ın – Tanrı ruhunu takdis etsin – sözünün tefsiri “Ey gafil! Sen nefis ehlisin, toprak içinde kan yiyedur! Fakat gönüle sahip olan kişi , zehir bile yese o zehir bal olur.”
تفسیر قول فرید الدین عطار قدس الله روحه: تو صاحب نفسی ای غافل میان خاک خون میخور که صاحب دل اگر زهری خورد آن انگبین باشد
Gönle sahip olan kişi, apaçık öldürücü bir zehir bile yese ona ziyan gelmez.
صاحب دل را ندارد آن زیان ** گر خورد او زهر قاتل را عیان
Çünkü o, sıhhat bulmuş, perhizden kurtulmuştur. Fakat zavallı talip (kemale ermemiş salik), henüz hararet içindedir.
ز آن که صحت یافت و از پرهیز رست ** طالب مسکین میان تب در است
Peygamber buyurdu ki:”Ey cüretli talip! Sakın hiçbir matlup ile mücadele etme!”1605
گفت پیغمبر که ای مرد جری ** هان مکن با هیچ مطلوبی مری
Sende Nemrûd’luk var, ateşe atılma, atılacaksan önce İbrahim ol!
در تو نمرودی است آتش در مرو ** رفت خواهی اول ابراهیم شو
Mademki sen ne yüzgeçsin, ne de denizci... Aklına uyup kendini denize atma!
چون نهای سباح و نه دریاییی ** در میفکن خویش از خود راییی
Yüzgeç ve denizci, denizden inci çıkarır, ziyanlardan bile bir hayli fayda elde eder.
او ز آتش ورد احمر آورد ** از زیانها سود بر سر آورد
Kâmil, toprağı tutsa altın olur; nâkıs, altını ele alsa toz toprak kesilir.
کاملی گر خاک گیرد زر شود ** ناقص ار زر برد خاکستر شود