English    Türkçe    فارسی   

1
1631-1640

  • Ondan başka bütün mahlûkat; hem sanatında, hem sözünde üstada tâbidir, örneğe muhtaçtır.
  • Bu söze yabancı değilsen bir hırkaya bürün, bir viraneye çekil ve gözyaşı dök!
  • Çünkü Âdem, Tanrı itabından ağlamakla kurtuldu; tövbekârın nefesi ıslak gözyaşlarıdır.
  • Âdem, yeryüzüne, ağlamak için, daima feryat etmek, inlemek ve mahzun olmak için gelmiştir.
  • Âdem, Firdevs’ten, yedi kat göklerin üstünden ayakları dolaşarak en adi yere, tâ kapı dibine, özür dilemek için gitti. 1635
  • Eğer sen de Âdemoğluysan onun gibi özür dile, onun yolunda yürü!
  • Gönül ateşiyle gözyaşından çerez düz. Bahçe, bulutla güneş yüzünden yetişmiş, yeşermiştir.
  • Sen gözyaşı zevkini ne bilirsin? Görmedikleri gibi ekmek âşığısın!
  • Bu karın dağarcığından ekmeği boşaltırsan ululuk incileri ile doldurursun.
  • Önce can çocuğunu Şeytan sütünden kes de sonra onu meleklere ortak yap. 1640