- Ey dil, sen bana çok ziyan veriyorsun! Söyleyen sen olduktan sonra ben sana ne diyeyim?
- ای زبان تو بس زیانی بر وری ** چون تویی گویا چه گویم من ترا
- Ey dil, sen hem ateşsin, hem harman! Ne vakte kadar harmanı ateşe vereceksin? 1700
- ای زبان هم آتش و هم خرمنی ** چند این آتش در این خرمن زنی
- Can, ne dersen onu yapmakla beraber gizlice yine senin elinden feryat etmektedir.
- در نهان جان از تو افغان میکند ** گر چه هر چه گوییاش آن میکند
- Ey dil, sen hem bitmez tükenmez bir hazinesin; hem dermanı olmayan bir dertsin!
- ای زبان هم گنج بیپایان تویی ** ای زبان هم رنج بیدرمان تویی
- Hem kuşlara çalınan ıslık, yapılan hilesin; hem yalnızlık ve ayrılık zamanının enisisin!
- هم صفیر و خدعهی مرغان تویی ** هم انیس وحشت هجران تویی
- Ey aman bilmez! Bana hiç aman vermiyorsun. Sen, yayını beni öldürmek için kurmuşsun.
- چند امانم میدهی ای بیامان ** ای تو زه کرده به کین من کمان
- İşte benim kuşumu uçurdun. Zulüm ve sitem otlağında az otla! 1705
- نک بپرانیده ای مرغ مرا ** در چراگاه ستم کم کن چرا
- Ya bana cevap ver, yahut insafa gel, yahut da bana neşe ve sevinç sebeplerinden birini an!
- یا جواب من بگو یا داد ده ** یا مرا ز اسباب شادی یاد ده
- Eyvah benim karanlığı yakıp mahfeden nurum; eyvah, benim gündüzü aydınlatan sabahım!
- ای دریغا نور ظلمت سوز من ** ای دریغا صبح روز افروز من
- Vah benim güzel uçan; tâ sondan başlangıca kadar uçup gelen kuşum!
- ای دریغا مرغ خوش پرواز من ** ز انتها پریده تا آغاز من