English    Türkçe    فارسی   

1
1716-1725

  • Rızkını vereyim, vermeyeyim... Benim enisimdi. İlk söylenen sözlerden onu hatırlarım benimle ezelî bir âşinadır.
  • O öyle bir duduydu ki sesi, vahiden gelirdi; varlığı varlık meydana gelmeden önceydi.
  • O dudu, senin içinde gizlidir. Sen, şunda bunda onun aksini görmüşsün.
  • O, kuş senin neşeni alır, fakat yine sen ondan neşelenirsin. Onun yaptığı zulmü, adalet gibi kabul edersin.
  • Ey ten uğruna canını yakıp duran! Canını yaktın, tenini aydınlattın. 1720
  • Ben yandım, kavını tutuşturmak isteyen bana gelsin, benden tutuştursun da çerçöpü alevlensin, yaksın!
  • Kav, ateş alma kabiliyetindendir, şu halde ateşi cezbeden kavı al!
  • Vah vah vah; yazıklar olsun... öyle bir ay bulut altına girdi!
  • Nasıl bahsedeyim? Gönül ateşi şiddetle alevlendi; ayrılık aslanı çıldırdı, kan döker bir hale geldi.
  • Ayıkken bile titiz ve sarhoş olan, kadehi ele alınca nasıl olur? 1725