- Vah vah vah; yazıklar olsun... öyle bir ay bulut altına girdi!
- ای دریغا ای دریغا ای دریغ ** کانچنان ماهی نهان شد زیر میغ
- Nasıl bahsedeyim? Gönül ateşi şiddetle alevlendi; ayrılık aslanı çıldırdı, kan döker bir hale geldi.
- چون زنم دم کاتش دل تیز شد ** شیر هجر آشفته و خون ریز شد
- Ayıkken bile titiz ve sarhoş olan, kadehi ele alınca nasıl olur? 1725
- آن که او هوشیار خود تند است و مست ** چون بود چون او قدح گیرد به دست
- Anlatılamayacak derecede sarhoş olan bir aslan, çayırlığa gelince oraya yayılmış yeşilliklerden neşelenir, sarhoşluğu büsbütün fazlalaşır.
- شیر مستی کز صفت بیرون بود ** از بسیط مرغزار افزون بود
- Ben kafiye düşünürüm; sevgilim bana der ki: “Yüzümden başka hiçbir şey düşünme!
- قافیه اندیشم و دل دار من ** گویدم مندیش جز دیدار من
- Ey benim kafiye düşünenim! Rahatça otur, benim yanımda devlet kafiyesi sensin.
- خوش نشین ای قافیه اندیش من ** قافیهی دولت تویی در پیش من
- Harf ne oluyor ki sen onu düşünesin! Harf nedir? Üzüm bağının çitten duvarı.!
- حرف چه بود تا تو اندیشی از آن ** حرف چه بود خار دیوار رزان
- Harfi, sesi, sözü birbirine vurup parçalayayım da seninle bu üçü de olmaksızın konuşayım! 1730
- حرف و صوت و گفت را بر هم زنم ** تا که بیاین هر سه با تو دم زنم
- Âdem’den bile gizlediğim sırrı, ey cihanın esrarı olan sevgili, sana söyleyeyim.
- آن دمی کز آدمش کردم نهان ** با تو گویم ای تو اسرار جهان
- Halil’e bile söylemediğim sırrı, Cebrail’in bile bilmediği gamı,
- آن دمی را که نگفتم با خلیل ** و آن غمی را که نداند جبرئیل