- Dilberler; âşıkları, canla, başla ararlar. Bütün maşuklar âşıklara avlanmışlardır.
- بیدلان را دلبران جسته به جان ** جمله معشوقان شکار عاشقان
- Kimi âşık görürsen bil ki mâşuktur. Çünkü o, âşık olmakla beraber mâşuk tarafından sevildiği cihette mâşuktur da. 1740
- هر که عاشق دیدیاش معشوق دان ** کو به نسبت هست هم این و هم آن
- Susuzlar âlemde su ararlar, fakat su da cihanda susuzları arar.
- تشنگان گر آب جویند از جهان ** آب جوید هم به عالم تشنگان
- Mademki âşık odur, sen sus artık. Madem ki o, kulağını çekmekte, sen tamamıyla kulak kesil!
- چون که عاشق اوست تو خاموش باش ** او چو گوشت میکشد تو گوش باش
- Sel akmaya başlar başlamaz önünü kes, yolunu bağla. Yoksa âlemi perişan ve harap eder, her tarafı yıkar.
- بند کن چون سیل سیلانی کند ** ور نه رسوایی و ویرانی کند
- Fakat harap olmaktan niye gamlanayım? Harabenin altında padişah hazinesi var!
- من چه غم دارم که ویرانی بود ** زیر ویران گنج سلطانی بود
- Hakka dalan kişi daha ziyade dalmak, can denizinin dalgası altüst olmak ister. 1745
- غرق حق خواهد که باشد غرقتر ** همچو موج بحر جان زیر و زبر
- Denizin altı mı daha hoştur, yoksa üstü mü? Onun oku mu daha ziyade gönül çekici ve güzeldir, o oka karşı siper tutmak mı?
- زیر دریا خوشتر آید یا زبر ** تیر او دل کش تر آید یا سپر
- Şu halde ey gönül! Neşe ve sefayı cefa ve belâdan ayırt edersen vesveseye zebun olmuş olursun.
- پاره کردهی وسوسه باشی دلا ** گر طرب را باز دانی از بلا
- Tutalım ki senin isteğinde şeker tadı var; sevgilinin isteği, isteksizlik murat ve maksadı terk etme değil mi?
- گر مرادت را مذاق شکر است ** بیمرادی نه مراد دل بر است