- Sel akmaya başlar başlamaz önünü kes, yolunu bağla. Yoksa âlemi perişan ve harap eder, her tarafı yıkar.
- بند کن چون سیل سیلانی کند ** ور نه رسوایی و ویرانی کند
- Fakat harap olmaktan niye gamlanayım? Harabenin altında padişah hazinesi var!
- من چه غم دارم که ویرانی بود ** زیر ویران گنج سلطانی بود
- Hakka dalan kişi daha ziyade dalmak, can denizinin dalgası altüst olmak ister. 1745
- غرق حق خواهد که باشد غرقتر ** همچو موج بحر جان زیر و زبر
- Denizin altı mı daha hoştur, yoksa üstü mü? Onun oku mu daha ziyade gönül çekici ve güzeldir, o oka karşı siper tutmak mı?
- زیر دریا خوشتر آید یا زبر ** تیر او دل کش تر آید یا سپر
- Şu halde ey gönül! Neşe ve sefayı cefa ve belâdan ayırt edersen vesveseye zebun olmuş olursun.
- پاره کردهی وسوسه باشی دلا ** گر طرب را باز دانی از بلا
- Tutalım ki senin isteğinde şeker tadı var; sevgilinin isteği, isteksizlik murat ve maksadı terk etme değil mi?
- گر مرادت را مذاق شکر است ** بیمرادی نه مراد دل بر است
- Onun her bir yıldızı yüzlerce hilâlin kan diyetidir. Ona, âlemin kanını dökmek helâldir!
- هر ستارهش خونبهای صد هلال ** خون عالم ریختن او را حلال
- Biz değeri de bulduk kan diyetini de. Ve o yüzden can vermeye koştuk. 1750
- ما بها و خونبها را یافتیم ** جانب جان باختن بشتافتیم
- Ey âşık! Âşıkların hayatı ölümledir. Gönlü gönül vermeden başka bir suretle bulamazsın.
- ای حیات عاشقان در مردگی ** دل نیابی جز که در دل بردگی
- Yüzlerce nâz ü işveyle gönlünü almak istedim; sevgili bana istiğna yüzünü gösterdi, bahaneler etti.
- من دلش جسته به صد ناز و دلال ** او بهانه کرده با من از ملال