English    Türkçe    فارسی   

1
1804-1813

  • Nadir bulunur bir halettendir; inkâr etme ki Hakk’ın kudreti pek büyüktür.
  • Sen bu hali insanların ahvaline kıyas etme, cevir ve ihsan menzilinde kalma! 1805
  • Cevir, ihsan, mihnet ve neşe, gelip geçicidir. Gelip geçenlerse ölürler; Hak onlara vâristir.
  • Sabah oldu, ey sabahın penahı Tanrı! (Ben özür serd edemiyorum), bize hizmet eden Hüsâmettin’den sen özür dile!
  • Aklı-ı Küll’ün ve canın özür dileyeni sensin; canların canı, mercanın parıltısı sensin.
  • Sabahın nuru parladı, biz de bu sabah çağında senin Mansur şarabını içmekteyiz.
  • Senin feyzin bizi böyle mest ettikçe şarap ne oluyor ki bize neşe versin! 1810
  • Şarap, coşkunlukla bizim yoksulumuzdur; felek; dönüşte aklımızın fakiridir.
  • Şarap bizden sarhoş oldu, biz ondan değil... Beden bizden var oldu, biz ondan değil!
  • Biz arı gibiyiz, bedenler mum gibi. Tanrı, bedenleri bal mumu gibi göz göz ev ev yapmıştır.
  • Tacir hikâyesine dönüş