- Tacir, kendi kendine dedi ki: Bu bana nasihatti. Onun yolunu tutayım, o yol aydın bir yol.
- خواجه با خود گفت کاین پند من است ** راه او گیرم که این ره روشن است
- Benim canım neden dududan aşağı olsun? Can dediğin de böyle iyi bir iz izlemeli.”
- جان من کمتر ز طوطی کی بود ** جان چنین باید که نیکو پی بود
- Halkın, bir kişiyi ululamasının ve halk tarafından parmakla gösterilmenin kötülüğü
- مضرت تعظیم خلق و انگشت نمای شدن
- Ten kafese benzer. Girenlerin, çıkanların, insanla dostluk edenlerin aldatmasıyla can bedende dikendir.
- تن قفس شکل است تن شد خار جان ** در فریب داخلان و خارجان
- Bu, “Ben senin sırdaşın olayım” der. Öbürü “Hayır, senin akranın, emsalin benim”der. 1850
- اینش گوید من شوم هم راز تو ** و آنش گوید نی منم انباز تو
- Bu der ki: “Varlık âleminde güzellik fazilet, iyilik ve cömertlik bakımından senin gibi hiçbir kimse yok.”
- اینش گوید نیست چون تو در وجود ** در جمال و فضل و در احسان و جود
- Öbürü der ki: “İki cihan da senindir. Bütün canlarımız senin canına tâbidir.”
- آنش گوید هر دو عالم آن تست ** جمله جانهامان طفیل جان تست
- O da, halkı, kendisinin sarhoşu görünce kibirlenir, elden, avuçtan çıkmağa başlar.
- او چو بیند خلق را سر مست خویش ** از تکبر میرود از دست خویش
- Şeytan onun gibi binlerce kişiyi ırmağa atmıştır!
- او نداند که هزاران را چو او ** دیو افکنده ست اندر آب جو
- Dünyanın lütfetmesi ve yaltaklanması, hoş bir lokmadır, ama az ye. Çünkü ateşten bir lokmadır! 1855
- لطف و سالوس جهان خوش لقمهای است ** کمترش خور کان پر آتش لقمهای است
- Ateş gizlidir, zevki meydanda. Dumanı sonunda meydana çıkar.
- آتشش پنهان و ذوقش آشکار ** دود او ظاهر شود پایان کار