- Genç oğlan gibi. Ona önce Tanrı adını takarlar, bu yaltaklıkla tuzağa düşürmek isterler.
- همچو امرد که خدا نامش کنند ** تا بدین سالوس در دامش کنند
- Fakat kötülükle adı çıkıp da zaman geçince bu kötülükte sakalı çıkınca; artık ona yaklaşmaktan Şeytan bile utanır.
- چون که در بد نامی آمد ریش او ** دیو را ننگ آید از تفتیش او
- Şeytan, adamın yanına bir kötülük için gelir; senin yanına gelmez. Çünkü sen Şeytan’dan da betersin.
- دیو سوی آدمی شد بهر شر ** سوی تو ناید که از دیوی بتر
- Şeytan, sen insan oldukça izini izler, ardından koşar, sana şarabını tattırırdı. 1875
- تا تو بودی آدمی دیو از پیات ** میدوید و میچشانید او میات
- Ey bir işe yaramaz adam! Şeytan huyunda ayak direyip şeytanlaşınca senden Şeytan da kaçmaktadır.
- چون شدی در خوی دیوی استوار ** میگریزد از تو دیو نابکار
- Eteğine sarılan kimse de, sen bu hale gelince senden kaçar!
- آن که اندر دامنت آویخت او ** چون چنین گشتی ز تو بگریخت او
- “ Mâşâllahu Kân “ sözünün tefsiri
- تفسیر ما شاء الله کان
- Bunların hepsini söyledik ama Tanrı inayetleri olmadıkça Tanrı yolunda hiçiz, hiç!
- این همه گفتیم لیک اندر بسیچ ** بیعنایات خدا هیچیم هیچ
- Tanrı’nın ve Tanrı erlerinin inayetleri olmazsa melek bile olsa defteri kapkaradır.
- بیعنایات حق و خاصان حق ** گر ملک باشد سیاه استش ورق
- Ey Tanrı, ey ihsanı hacetler reva eden! Sana karşı hiçbir kimsenin adını anmak lâyık değil. 1880
- ای خدا ای فضل تو حاجت روا ** با تو یاد هیچ کس نبود روا
- Bu kadarcık irşat kudretini de sen bağışladın, şimdiye kadar nice ayıplarımızı örttün.
- این قدر ارشاد تو بخشیدهای ** تا بدین بس عیب ما پوشیدهای