English    Türkçe    فارسی   

1
1917-1926

  • Yahut İsrafil’e yardım ederdi; onun nağmelerini dinleyen fil bile kanatlanırdı.
  • یا رسیلی بود اسرافیل را ** کز سماعش پر برستی فیل را
  • İsrafil, bir gün nağmesini düzer ve yüzlerce yıllık çürümüş ölüye can verir.
  • سازد اسرافیل روزی ناله را ** جان دهد پوسیده‌‌ی صد ساله را
  • Peygamberlerin de içlerinde öyle nağmeler vardır ki o nağmelerde isteyenlere, değer biçilmez bir hayat erişir.
  • انبیا را در درون هم نغمه‌‌هاست ** طالبان را ز آن حیات بی‌‌بهاست‌‌
  • Fakat o nağmeleri his kulağı duymaz, çünkü his kulağı, kötülükler yüzünden pis bir haldedir. 1920
  • نشنود آن نغمه‌‌ها را گوش حس ** کز ستمها گوش حس باشد نجس‌‌
  • İnsanoğlu perinin nağmesini işitmez; çünkü perilerin sırlarına yabancıdır.
  • نشنود نغمه‌‌ی پری را آدمی ** کاو بود ز اسرار پریان اعجمی‌‌
  • Gerçi perinin nağmesi de bu âlemdedir ama gönül nağmesi her iki sesten de yüksektir.
  • گر چه هم نغمه‌‌ی پری زین عالم است ** نغمه‌‌ی دل برتر از هر دو دم است‌‌
  • Zira peri de, insan da mahpustur; ikisi de bu bilgisizlik ve gaflet zindanındadır.
  • که پری و آدمی زندانی‌‌اند ** هر دو در زندان این نادانی‌‌اند
  • Rahman Suresinden “Yâ ma’şaralcinn” âyetini oku; “Tenfüzû testa’tîû “ nun mânasını iyice bil!
  • معشر الجن سوره‌‌ی رحمان بخوان ** تستطیعوا تنفذوا را باز دان‌‌
  • Velîlerin içi nağmeleri evvelâ der ki: “Ey yokluk âleminin cüzüler! 1925
  • نغمه‌‌های اندرون اولیا ** اولا گوید که ای اجزای لا
  • Kendinize gelin; nefis yokluğundan baş çıkaran; bu hayali, bu vehmi bir tarafa atın!
  • هین ز لای نفی سرها بر زنید ** این خیال و وهم یک سو افکنید