English    Türkçe    فارسی   

1
1930-1939

  • Agâh ol ki veliler, zamanın İsrafil’idirler. Ölüler, onlardan can bulur, gelişirler. 1930
  • Ölü canlar, ten mezarında kefenlerine bürünmüş yatarlarken onların sesinden sıçrayıp kalkarlar
  • Derler ki: Bu ses, öbür seslerden bambaşka; çünkü diriltmek Tanrı sesinin işidir.
  • Biz öldük, tamamıyla çürüdük, mahvolduk. Fakat Tanrı sesi gelince hepimiz dirildik, kalktık.
  • Tanrı sesi ister hicap ardından, ister hicapsız gelsin... Cebrail, Meryem’e, yakasından üfleyerek ne verdiyse Tanrı sesi de insana onu verir.
  • Ey derileri altında yokluğun çürütüp mahvettiği kimseler! Sevgilinin sesiyle yokluktan dönün, tekrar var olun! 1935
  • O ses, Tanrı kulunun boğazından çıksa da esasen ve mutlaka Padişahtan gelmektedir.
  • Tanrı ona dedi ki: “Ben dilim, sen vücutsun. Ben senin hislerin, memnuniyet ve gazabınım,
  • Yürü! Benimle duyan, benimle gören sensin. Sır sahibi olmak da ne demek? Bizzat sır sensin.
  • Sen mademki hayret âleminde “Lillâh” sırrına mazhar oldun, ben de senin olurum. Çünkü “Kim, Tanrı’nın olursa Tanrı onun olur.”