O vakitlere kulak verin, aklınız o vakitlerde olsun ki, bu çeşit güzel kokuları alasınız, bu fırsatı kaçırmayınız dedi.
گوش و هش دارید این اوقات را ** در ربایید این چنین نفحات را
Güzel koku geldi, sizin haberiniz yokken esip, esip gitti... Dilediğine can bağışlayıp geçti.
نفحه آمد مر شما را دید و رفت ** هر که را که خواست جان بخشید و رفت
Başka bir koku daha erişti; uyanık ol ey arkadaş, uyanık ol ki bundan da mahrum kalmayasın.
نفحهی دیگر رسید آگاه باش ** تا از این هم وانمانی خواجهتاش
Ateş meşrepli olan can, ondan ateş söndürme kabiliyetini kazandı. Hoş olmayan can, onun lûtfu ile hoş bir hale geldi.1955
جان ناری یافت از وی انطفا ** مرده پوشید از بقای او قبا
Bu tazelik, Tûbâ ağacının tazeliği; bu hareket, Tûbâ ağacının hareketidir. Halkın hareketlerine benzemez.
تازگی و جنبش طوبی است این ** همچو جنبشهای حیوان نیست این
Eğer bu ebedî nefha, yere göğe nazil olsa… yer ehliyle gök ehlinin ödleri su kesilirdi.
گر در افتد در زمین و آسمان ** زهرههاشان آب گردد در زمان
Esasen bu nihayeti olmayan nefhanın korkusundan, gökler, yeryüzü ve dağlar o emaneti yüklenmekten çekindiler. “Feebeyne en yahmilnehâ” ayetini oku da gör.
خود ز بیم این دم بیمنتها ** باز خوان فأبين أن یحملنها
Korkusundan dağın yüreği kan olmasaydı “Eşfakne minhâ” denir miydi?
ور نه خود أشفقن منها چون بدی ** گرنه از بیمش دل که خون شدی
Bu Tanrı kokusu dün gece bize bir başka türlü zuhur etti, fakat birkaç lokma geldi, kapıyı kapadı.1960
دوش دیگر لون این میداد دست ** لقمهی چندی در آمد ره ببست
Lokma için bir Lokman, rehin oldu. Şimdi Lokman'ın sırası; ey lokma sen çekil.
بهر لقمه گشته لقمانی گرو ** وقت لقمان است ای لقمه برو