- Dünyada hırs ve haset kükremesin diye o âlemden akıllılık, ancak sızar, sızıntı halinde gelir.
- ز آن جهان اندک ترشح میرسد ** تا نغرد در جهان حرص و حسد
- Gayb âleminden çok sızarsa bu dünyada ne hüner kalır, ne de ayıp. 2070
- گر ترشح بیشتر گردد ز غیب ** نی هنر ماند در این عالم نه عیب
- Bu bahsin sonu yoktur. Başlamış olduğun söze dön, tekrar çalgıcının, hikâyesine devam et.
- این ندارد حد سوی آغاز رو ** سوی قصهی مرد مطرب باز رو
- Çalgıcı hikâyesinin söylenmedik kısmı ve çalgıcının kurtuluşu
- بقیهی قصهی پیر چنگی و بیان مخلص آن
- O, öyle çalgıcıydı ki âlem, onun yüzünden neşeyle dolmuştu. Dinleyenler sesinden garip garip hayallere dalıyorlar, şaşılacak hallere düşüyorlardı.
- مطربی کز وی جهان شد پر طرب ** رسته ز آوازش خیالات عجب
- Gönül kuşu onun nağmesiyle uçmakta; canın aklı, sesine hayran olmaktaydı.
- از نوایش مرغ دل پران شدی ** وز صدایش هوش جان حیران شدی
- Fakat zaman geçip ihtiyarlayınca evvelce doğan kuşu gibi olan canı, acizlikten sinek avlamaya başladı.
- چون بر آمد روزگار و پیر شد ** باز جانش از عجز پشهگیر شد
- Sırtı, küp sırtı gibi eğrildi, kamburlaştı. Gözlerinin üstünde kaşlar, âdeta eyer kuskununa döndü. 2075
- پشت او خم گشت همچون پشت خم ** ابروان بر چشم همچون پالدم
- Onun cana can katan lâtif sesi fena, iğrenç, çirkin yürek tırmalayıcı geldi.
- گشت آواز لطیف جان فزاش ** زشت و نزد کس نیرزیدی به لاش
- Zühere’nin bile haset ettiği o güzel sesi, kart eşeğin sesine benzedi.
- آن نوای رشک زهره آمده ** همچو آواز خر پیری شده
- Zaten hangi hoş vardır ki nahoş olmamıştır? Yahut hangi tavan vardır ki yıkılmamış, yere serilmemiştir.
- خود کدامین خوش که او ناخوش نشد ** یا کدامین سقف کان مفرش نشد