English    Türkçe    فارسی   

1
2098-2107

  • Mesnevi hacım bakımından felekler kadar bile olsa yine bu âlemin, hatta küçük bir cüz’ünü ihata edemezdi.
  • Hâlbuki çok geniş olan o yerler gök, darlıktan gönlümü paramparça etti.
  • Bu bir âlemdir ki bana rüyada göründü; açıklığıyla kolumu, kanadımı açtı. 2100
  • Bu âlemle bu âlemin yolu meydanda olsaydı dünyada pek az kimse, ancak bir lâhzacık kalırdı.
  • İhtiyar çalgıcıya “Burada kalmaya tamah etme, mademki ayağından diken çıkmıştır, haydi git” diye emir gelmekte.
  • Canı ise orada, Tanrı’nın rahmet ve ihsanı meydanında “Durakla, bekle” demekteydi.
  • Hâtif’in rüyada Ömer’e “ Beytülmalden şu kadar mal al, mezarlıkta yatan o adama ver “ demesi
  • O sırada Hak Ömer’e bir uyku verdi ki kendini uykudan alamadı.
  • “Bu mûtat bir şey değildi. Bu uyku, gayb âleminden geldi. Sebepsiz olamaz” diye taaccüpte kaldı. 2105
  • Başını koydu, uyudu. Rüyasında hak tarafından bir ses geldi, bu sesi ruhu duydu.
  • O ses öyle bir sesti ki her sesin nağmenin aslıdır. Asıl ses odur, o sesten başka sesler, aksi sedadır.