- Bu din lezzeti eğer akla aykırı olmasaydı bunca mucizeye hacet var mıydı?
- گرنه نامعقول بودی این مزه ** کی بدی حاجت به چندین معجزه
- Akıl akla uygun olan her şeyi; mucizesiz, keşmekeşsiz kabul eder.
- هر چه معقول است عقلش میخورد ** بیبیان معجزه بیجر و مد
- Bu bâkir yolu, akla aykırı (akıl hududundan hariç, kıyas ve istidlâle sığmaz) gör ve bu görüş, her devlet sahibine makbuldür; buna da dikkat et. 2145
- این طریق بکر نامعقول بین ** در دل هر مقبلی مقبول بین
- Şeytanlarla canavarlar, nasıl insan korkusundan ve hasetlerinden ürküp adalara, ıssız yerlere kaçtılarsa,
- همچنان کز بیم آدم دیو و دد ** در جزایر در رمیدند از حسد
- Münkirler de Peygamberlerin mucizelerinden korkup başlarını otların içlerine sokmuşlar.
- هم ز بیم معجزات انبیا ** سر کشیده منکران زیر گیا
- Bu suretle müslümanlık ediyle anılarak yaşamak, kim olduklarını, ne inanışta bulunduklarını sana bildirmemek istemişlerdir.
- تا به ناموس مسلمانی زیاند ** در تسلس تا ندانی که کیاند
- Kalpazanlar, kalp paraya nasıl gümüş sürerler ve üstüne padişahın adını kazırlarsa,
- همچو قلابان بر آن نقد تباه ** نقره میمالند و نام پادشاه
- Onları sözlerinin dış yüzü de tevhit ve şeriattir; fakat iç yüzü, ekmekteki delice tohumuna benzer. 2150
- ظاهر الفاظشان توحید و شرع ** باطن آن همچو در نان تخم صرع
- Felsefecinin, dini inkâra, yahut din ehliyle mübahaseye kudreti yoktur. Böyle bir şeye girişirse Hak din, onu mahveder.
- فلسفی را زهره نی تا دم زند ** دم زند دین حقش بر هم زند
- Onun eli, ayağı cansızdır. Canı ne derse ikisi de fermanına uyar, dediğini yapar.
- دست و پای او جماد و جان او ** هر چه گوید آن دو در فرمان او