Ne savaşı? Zaten biz savaşsız öldürülmüş, bitmişiz; yoksulluk kılıcıyla başımız uçurulmuş, gitmiş!
چه غزا ما بیغزا خود کشتهایم ** ما به تیغ فقر بیسر گشتهایم
İhsan nerede? Yoksulluğun etrafında dönüp dolaşarak ağ örmekte, havada uçan sineğin damarını sokup kanını emmekteyiz.
چه عطا ما بر گدایی میتنیم ** مر مگس را در هوا رگ میزنیم
Hele bize misafir gelsin... Geceleyin uyuyunca elbisesini soymazsam ben de adam değilim!
گر کسی مهمان رسد گر من منم ** شب بخسبد قصد دلق او کنم
Muhtaç ve müştak müritlerin yalancı, düzenci dâvacılara aldanmaları ve onları Hakk’a ulaşmış, yüce şeyh sanmaları, veresiyeyi peşinden, hileyle yapılmış çiçeği hakikî, bitmiş ve yeşermiş çiçekten farketmemeleri
مغرور شدن مریدان محتاج به مدعیان مزور و ایشان را شیخ و محتشم و واصل پنداشتن و نقل را از نقد فرق نادانستن و بر بسته را از بر رسته
Bundan dolayı bilenler, hikmetle dediler ki: ihsan ve kerem sahiplerine konuk olmak gerek.
بهر این گفتند دانایان به فن ** میهمان محسنان باید شدن
Halbuki sen, öyle birisinin müridisin ki hasisliği yüzünden kendisi galip değil, seni nasıl galip edecek?2265
تو مرید و میهمان آن کسی ** کاو ستاند حاصلت را از خسی
Sana nur vermesi şöyle dursun... bilâkis kapkara bir hale koyar.
نیست چیره چون ترا چیره کند ** نور ندهد مر ترا تیره کند
Kendisinin nuru yok, onunla görüşüp konuşanlar nereden nurlanacak?
چون و را نوری نبود اندر قران ** نور کی یابند از وی دیگران
Bu çeşit şeyh, gözü akan ve görmeyen kişiye benzer. Gözüne ilâç çeker ama zararlı ilâçtan başka bir şey çekemez ki.
همچو اعمش کو کند داروی چشم ** چه کشد در چشمها الا که یشم
Yoksulluk ve meşakkatta bizim halimiz de böyledir. Bize aldanıp da hiçbir konuk gelmez.
حال ما این است در فقر و عنا ** هیچ مهمانی مبا مغرور ما
On yıllık kıtlığı mücessem olarak görmedinse gözünü aç da bize bak!2270
قحط ده سال ار ندیدی در صور ** چشمها بگشا و اندر ما نگر