- Bundan dolayı bilenler, hikmetle dediler ki: ihsan ve kerem sahiplerine konuk olmak gerek.
- بهر این گفتند دانایان به فن ** میهمان محسنان باید شدن
- Halbuki sen, öyle birisinin müridisin ki hasisliği yüzünden kendisi galip değil, seni nasıl galip edecek? 2265
- تو مرید و میهمان آن کسی ** کاو ستاند حاصلت را از خسی
- Sana nur vermesi şöyle dursun... bilâkis kapkara bir hale koyar.
- نیست چیره چون ترا چیره کند ** نور ندهد مر ترا تیره کند
- Kendisinin nuru yok, onunla görüşüp konuşanlar nereden nurlanacak?
- چون و را نوری نبود اندر قران ** نور کی یابند از وی دیگران
- Bu çeşit şeyh, gözü akan ve görmeyen kişiye benzer. Gözüne ilâç çeker ama zararlı ilâçtan başka bir şey çekemez ki.
- همچو اعمش کو کند داروی چشم ** چه کشد در چشمها الا که یشم
- Yoksulluk ve meşakkatta bizim halimiz de böyledir. Bize aldanıp da hiçbir konuk gelmez.
- حال ما این است در فقر و عنا ** هیچ مهمانی مبا مغرور ما
- On yıllık kıtlığı mücessem olarak görmedinse gözünü aç da bize bak! 2270
- قحط ده سال ار ندیدی در صور ** چشمها بگشا و اندر ما نگر
- Görünüşümüz dâvacı adamların içi gibi gönlü kapkara, fakat dili şâşaalı!
- ظاهر ما چون درون مدعی ** در دلش ظلمت زبانش شعشعی
- Tanrı’dan onda ne bir koku var, ne bir eser. Fakat dâvası Şit’ten de ileri, Âdem’den de!
- از خدا بویی نه او را نی اثر ** دعویش افزون ز شیث و بو البشر
- Hattâ ona, Şeytan bile kendisini göstermez. Böyle olduğu halde o “Biz Abdallardanız, hattâ daha ileriyiz “ der durur.
- دیو ننموده و را هم نقش خویش ** او همیگوید ز ابدالیم و بیش