English    Türkçe    فارسی   

1
2267-2276

  • Kendisinin nuru yok, onunla görüşüp konuşanlar nereden nurlanacak?
  • Bu çeşit şeyh, gözü akan ve görmeyen kişiye benzer. Gözüne ilâç çeker ama zararlı ilâçtan başka bir şey çekemez ki.
  • Yoksulluk ve meşakkatta bizim halimiz de böyledir. Bize aldanıp da hiçbir konuk gelmez.
  • On yıllık kıtlığı mücessem olarak görmedinse gözünü aç da bize bak! 2270
  • Görünüşümüz dâvacı adamların içi gibi gönlü kapkara, fakat dili şâşaalı!
  • Tanrı’dan onda ne bir koku var, ne bir eser. Fakat dâvası Şit’ten de ileri, Âdem’den de!
  • Hattâ ona, Şeytan bile kendisini göstermez. Böyle olduğu halde o “Biz Abdallardanız, hattâ daha ileriyiz “ der durur.
  • Kendisini adam sansınlar diye dervişlerin bir hayli sözünü çalmış çırpmıştır.
  • Söz söylerken lâfı Bayezid’den ziyade inceler, onu bile kusurlu bulur. Halbuki onun içyüzünden Yezid arlanır. 2275
  • Gökyüzünün ekmeğinden, sofrasından nasipsizdir. Hak, önüne bir kemik bile atmamıştır.