- Ölümün cüz’ü olan hastalık sana taht geliyorsa bil ki Tanrı küllü, yani ölümü de sana tatlılaştırır. 2300
- جزو مرگ ار گشت شیرین مر ترا ** دان که شیرین میکند کل را خدا
- Hastalıklar, ölümden elçi olarak gelmektedir; ey boşboğaz, ölümün elçisinden yüz çevirme!
- دردها از مرگ میآید رسول ** از رسولش رو مگردان ای فضول
- Tatlı yaşayan, sonunda acı öldü. Ten kaydında olan canını kurtaramadı.
- هر که شیرین میزید او تلخ مرد ** هر که او تن را پرستد جان نبرد
- Koyunları kırdan sürer getirirler; hangisi daha besli ise onu keserler.
- گوسفندان را ز صحرا میکشند ** آن که فربه تر مر آن را میکشند
- Gece geçti, sabah oldu. Sen ne vakte kadar bu altın masalını yeni baştan söyleyip duracaksın?
- شب گذشت و صبح آمد ای تمر ** چند گیری این فسانهی زر ز سر
- Gençken daha kanaatliydin; şimdi altın istiyorsun, halbuki sen önceden altındın. 2305
- تو جوان بودی و قانعتر بدی ** زر طلب گشتی خود اول زر بدی
- Üzümlerle dolu bir asmaydın; nasıl oldu da kesada uğradın; üzümün tam olacakken bozulup gittin?
- رز بدی پر میوه چون کاسد شدی ** وقت میوه پختنت فاسد شدی
- Meyvanın günden güne daha tatlı olması lâzım.İp eğirenler gibi gerisin geriye gitmenin lüzumu yok!
- میوهات باید که شیرینتر شود ** چون رسن تابان نه واپستر رود
- Sen bizim eşimizsin; işlerin başarılması için eşlerin aynı huyda olmaları lâzımdır.
- جفت مایی جفت باید هم صفت ** تا بر آید کارها با مصلحت
- Eşlerin birbirine benzemesi lâzım. Ayakkabı ve mestin çiftlerine bir bak!
- جفت باید بر مثال همدگر ** در دو جفت کفش و موزه در نگر