English    Türkçe    فارسی   

1
2354-2363

  • Ulu Tanrı âdildir; âdiller, nasıl olur da çaresiz biçarelere zulmederler?
  • Birisine nimet, mal, matrah verip öbürünü yansın diye ateşe atarlar mı? 2355
  • Böyle bir iş, Tanrı’dan, iki cihanı yaratan umulur mu?
  • “Elfakru Fahri” hadîsi, saçma ve asılsız bir söz mü; bu sözde binlerce yücelik, binlerce naz ve nimet gizli değil mi?
  • Hiddetle bana lâkaplar taktın; ben sevgilimin dostuyum, onu elde ederim. Halbuki sen bir yalancı, afsuncusun dedi.
  • Yılan tutsam bile dişini söker, bu suretle onu başı ezilmekten kurtarırım.
  • Çünkü o diş, onun can düşmanıdır; ben, düşmanı da bu suretle kendime dost ederim. 2360
  • Ben asla tamahtan afsun okumam. Ben bu tamahı baş aşağı etmişimdir.
  • Tanrı göstermesin... Benim halka karşı tamahım yok. Gönlümde kanaatten bir âlem var.
  • Sen armut ağacı tepesinden böyle görüyorsun. Aşağı in de sende o şüphe kalmasın.