- Ah yazık; sende kavrayacak kabiliyet olsaydı da, canımdan gönül şem’ası zuhur etseydi!
- ای دریغا مر ترا گنجا بدی ** تا ز جانم شرح دل پیدا شدی
- Bu söz can memesinde süttür. Emen olmadıkça güzelce akmıyor.
- این سخن شیر است در پستان جان ** بیکشنده خوش نمیگردد روان
- Dinleyen susuz ve arayıcı olursa vâzeden ölü bile olsa söyler.
- مستمع چون تشنه و جوینده شد ** واعظ ار مرده بود گوینده شد
- Dinleyen yeni gelmiş ve usanmamış olursa dilsiz bile sözde bülbül kesilir. 2380
- مستمع چون تازه آمد بیملال ** صد زبان گردد به گفتن گنگ و لال
- Kapımdan içeri namahrem girince harem halkı, perde arkasına girer, gizlenir.
- چون که نامحرم در آید از درم ** پرده در پنهان شوند اهل حرم
- Zararsız ve mahrem birisi gelince de o kendilerini gizleyen mahremler, yüzlerindeki peçeleri açarlar.
- ور در آید محرمی دور از گزند ** بر گشایند آن ستیران رویبند
- Bütün güzel, hoş ve yaraşan şeyler, gören göz için yapılır.
- هر چه را خوب و خوش و زیبا کنند ** از برای دیدهی بینا کنند
- Çengin zir ve bem nağmeleri, nasıl olurda sağır kulak için terennüm edilir?
- کی بود آواز چنگ و زیر و بم ** از برای گوش بیحس اصم
- Tanrı, miski beyhude yere güzel kokulu yapmadı? Koku duyan için yarattı; koku almayan için değil. 2385
- مشک را بیهوده حق خوش دم نکرد ** بهر حس کرد او پی اخشم نکرد
- Hak, yeri, göğü yaratmış, aralarında da bir çok nur ve nâr yüceltmiştir.
- حق زمین و آسمان بر ساخته ست ** در میان بس نار و نور افراخته ست