English    Türkçe    فارسی   

1
2383-2392

  • Bütün güzel, hoş ve yaraşan şeyler, gören göz için yapılır.
  • هر چه را خوب و خوش و زیبا کنند ** از برای دیده‌‌ی بینا کنند
  • Çengin zir ve bem nağmeleri, nasıl olurda sağır kulak için terennüm edilir?
  • کی بود آواز چنگ و زیر و بم ** از برای گوش بی‌‌حس اصم‌‌
  • Tanrı, miski beyhude yere güzel kokulu yapmadı? Koku duyan için yarattı; koku almayan için değil. 2385
  • مشک را بی‌‌هوده حق خوش دم نکرد ** بهر حس کرد او پی اخشم نکرد
  • Hak, yeri, göğü yaratmış, aralarında da bir çok nur ve nâr yüceltmiştir.
  • حق زمین و آسمان بر ساخته ست ** در میان بس نار و نور افراخته ست‌‌
  • Bu yeri yerdekiler için yaratmış, göğü de göktekilerin yurdu yapmıştır.
  • این زمین را از برای خاکیان ** آسمان را مسکن افلاکیان‌‌
  • Aşağılık kişi yükseğin düşmanıdır. Her şeyin müşterisi meydana çıkar.
  • مرد سفلی دشمن بالا بود ** مشتری هر مکان پیدا بود
  • Ey kapalı örtünüp bürünmüş kadın, sen hiç kör için süslendin mi?
  • ای ستیره هیچ تو برخاستی ** خویشتن را بهر کور آراستی‌‌
  • Dünyayı en değerli incilerle doldursan nasibin yoksa ne yapayım? 2390
  • گر جهان را پر در مکنون کنم ** روزی تو چون نباشد چون کنم‌‌
  • Ey kadın, kavgayı, darılmayı bırak; bırakmayacaksan beni bırak!
  • ترک جنگ و ره زنی ای زن بگو ** ور نمی‌‌گویی به ترک من بگو
  • Ben, iyiyle, kötüyle, kavga edemem; kavga ile işim yok. Savaşmak şöyle dursun; gönlüm barışlardan bile ürkmekte.
  • مر مرا چه جای جنگ نیک و بد ** کاین دلم از صلحها هم می‌‌رمد