- Canın için, bu kendim için değil. Bu ağlayış bu inleyiş hep senin için. 2400
- جان تو کز بهر خویشم نیست این ** از برای تستم این ناله و حنین
- Ben, Tanrı hakkı için varlığımı her nefeste huzurunda feda etmek isterim.
- خویش من و الله که بهر خویش تو ** هر نفس خواهد که میرد پیش تو
- Canım sana kurban olsun... Ne olurdu ruhun bana vâkıf olsaydı.
- کاش جانت کش روان من فدی ** از ضمیر جان من واقف بدی
- Fakat sen hakkımda böyle kötü zanna düşünce candan da usandım, tenden de.
- چون تو با من این چنین بودی به ظن ** هم ز جان بیزار گشتم هم ز تن
- Ey canımın rahatı! Sen bana böyle aykırı olunca altına da toprak saçtım, gümüşe de( artık ikisi de gözümde değil).
- خاک را بر سیم و زر کردیم چون ** تو چنینی با من ای جان را سکون
- Canımda da sen varsın, gönlümde de sen. Öyle olduğu halde bu kadarcık bir şeyden dolayı benden ayrılmaya kalkışıyorsun. 2405
- تو که در جان و دلم جا میکنی ** زین قدر از من تبرا میکنی
- Kudret senin elinde, ayrılabilirsin; fakat senin bu niyetine karşılık candan özürler dilemekteyim.
- تو تبرا کن که هستت دستگاه ** ای تبرای ترا جان عذر خواه
- O zamanları hatırla ki ben put gibi güzeldim, sen de karşımda puta tapan şamana benzerdin.
- یاد میکن آن زمانی را که من ** چون صنم بودم تو بودی چون شمن
- Bu kul sana tâbidir; gönlü, senin dileğine göre aydınlanmış, yanmıştır. Neyi “pişir, hazırla” dersen hemen “pişti, yandı bile” derim.
- بنده بر وفق تو دل افروخته ست ** هر چه گویی پخت گوید سوخته ست
- Ben senin ıspanağınım. İster ekşili pişir, ister tatlılı...
- من سپاناخ تو با هر چم پزی ** یا ترش با یا که شیرین میسزی