- Gönlünde benim için gizlice bir özür dileyici vardır ki o, ben olmasam da bana şefaat edip durur. 2415
- در تو از من عذر خواهی هست سر ** با تو بیمن او شفیعی مستمر
- Gönlündeki o özür dileyicim senin huyundur. Ona güvendiğimden gönlüm, kendisine suç aradı.
- عذر خواهم در درونت خلق تست ** ز اعتماد او دل من جرم جست
- Ey ahlâkı yüz batman baldan daha güzel, daha tatlı olan kızgın adam! Sen de bana gönlünden ve gizlice merhamet et.”
- رحم کن پنهان ز خود ای خشمگین ** ای که خلقت به ز صد من انگبین
- Bu suretle güzel, açık açık söylerken kadına bir ağlamadır geldi.
- زین نسق میگفت با لطف و گشاد ** در میانه گریهای بر وی فتاد
- Ağlaması bile yüzünün güzelliğiyle gönülleri cezbeden o güzelin, hüngür hüngür ağlaması haddinden aşınca.
- گریه چون از حد گذشت و های های ** زو که بیگریه بد او خود دل ربای
- O gözyaşı yağmurundan bir yıldırım zuhur etti, o naziri bulunmayan erin gönlüne bir kıvılcım sıçradı. 2420
- شد از آن باران یکی برقی پدید ** زد شراری در دل مرد وحید
- Adamın, güzel yüzüne kul olduğu dilber, kulluğa başlarsa hal ne olur, insan ne hale gelir?
- آن که بندهی روی خوبش بود مرد ** چون بود چون بندگی آغاز کرد
- Azametinden yüreğini oynatan, kibirinden seni tir tir titreten sevgili, gözünün önünde ağlamaya başlarsa ne hale girersin?
- آن که از کبرش دلت لرزان بود ** چون شوی چون پیش تو گریان شود
- Naz ve istiğnası ile can ve gönülleri kan haline getiren güzel, niyaza girişirse hal ne olur?
- آن که از نازش دل و جان خون بود ** چون که آید در نیاز او چون بود
- Cevrü cefası, bize tuzak olan dilber, özür dilemeye kalkışırsa biz ne mazeret bulabilir, ne söyleyebiliriz?
- آن که در جور و جفایش دام ماست ** عذر ما چه بود چو او در عذر خاست