English    Türkçe    فارسی   

1
2450-2459

  • Şüphe yok ki Mûsâ’yı nurlandıran iradenle beni de karanlıklara daldırdın. 2450
  • Mûsâ’yı, ay yüzlü bir hale getirten dileğinle canımın aynı kara yüzlü bir hale getirdin.
  • Yıldızım aydan daha iyi, daha talihli değil ki. Tutulursa ne çarem var?
  • Halk, benim nöbetimi Tanrı diye, Sultan diye tutuyor ama doğrusu ay tutulmuş, tas çalıyorlar!
  • Onlar tas çalıp gürültü ediyorlar ama o gürültüyle ayı rüsvay etmektedirler.
  • Ben ki Firavun’um, şöhretten elâman! “Enerabbüküm-ül â’lâ demem de beni rüsvay eden tas gürültüsüdür. 2455
  • Mûsâ’da, ben de aynı kapının kuluyuz. Fakat senin ormanında senin baltan işliyor; dalları senin baltan kesmektedir;
  • Bir dalı yetiştiriyor, öbürünü kesip atıyor.
  • Baltaya karşı dalın eli var mı? Ne gezer! Hiç dal baltanın elinden kurtulabilir mi?
  • Balta senindir, o kudret hakkı için kereminden bu eğrilikleri doğrult!”