- Salih peygamber, “ Madem ki haset ettiniz, bu işi yaptınız… üç gün sonra Tanrı’dan azap erişecek.
- گفت صالح چون که کردید این حسد ** بعد سه روز از خدا نقمت رسد
- Ondan üç gün sonra da can alıcı Tanrı’dan başka bir âfet gelecek ki onun üç alâmeti vardır:
- بعد سه روز دگر از جان ستان ** آفتی آید که دارد سه نشان
- Hepinizin yüzünüzün rengi değişir. Birbirinize bakınca yüzlerinizi türlü türlü renklerde görürsünüz. 2525
- رنگ روی جمله تان گردد دگر ** رنگ رنگ مختلف اندر نظر
- İlk günlerde yüzleriniz safran gibi sararır; ikinci günü erguvan gibi kızarır.
- روز اول رویتان چون زعفران ** در دوم رو سرخ همچون ارغوان
- Üçüncü günü yüzleriniz tamamı ile kararır, ondan sonra da Tanrı’nın kahrı gelir, çatar.
- در سوم گردد همه روها سیاه ** بعد از آن اندر رسد قهر اله
- Eğer bu tehdide benden delil isterseniz devenin yavrusunu daha doğru kovalayın!
- گر نشان خواهید از من زین وعید ** کرهی ناقه به سوی که دوید
- Eğer tutabilirseniz derdinize çare bulunur. Tutamazsanız ümit kuşu uzaktan kaçtı, gitti!” dedi.
- گر توانیدش گرفتن چاره هست ** ور نه خود مرغ امید از دام جست
- Kimse yavruya erişmedi; dağlar arasına dalıp kayboldu. 2530
- کس نتانست اندر آن کره رسید ** رفت در کهسارها شد ناپدید
- Salih dedi ki: “Gördünüz mü Tanrı’nın bu kazası nasıl geldi? Artık ümidin boynunu vurdu.”
- گفت دیدید آن قضا مبرم شده ست ** صورت اومید را گردن زده ست
- Devenin yavrusu nedir? Salih? Peygamberin gönlü. Onun hatırını ele alın, onun isteğini yerine getirin.
- کرهی ناقه چه باشد خاطرش ** که بجا آرید ز احسان و برش