Tanrı, bize “Ya Muhammed, gelin de” buyurdu da bu davet, utanmamızın giderilmesine sebep oldu.
قل تعالوا گفت حق ما را بدان ** تا بود شرم اشکنی ما را نشان
Gece kuşlarının gözleri ve kabiliyetleri olsaydı gündüzün uçup gezerler, dönüp dolaşırlardı” dedi.2695
شب پران را گر نظر و آلت بدی ** روزشان جولان و خوش حالت بدی
Kadın cevap verdi: “Kerem sahibi padişah meydana girer, kendisini gösterirse aletsizlik, aletin ta kendisi, vesileden mahrum oluş, vesilenin aynı oldu.
گفت چون شاه کرم میدان رود ** عین هر بیآلتی آلت شود
Çünkü alet, vesile… dâvaya düşmektir, varlık alâmetidir. Asıl hüner aletsizliktedir, alçalmadadır."
ز آن که آلت دعوی است و هستی است ** کار در بیآلتی و پستی است
Arap “Aletsiz nasıl alışveriş edeyim de aletsizliği elde edeyim?
گفت کی بیآلتی سودا کنم ** تا نه من بیآلتی پیدا کنم
Müflisliğime de bir delil gerek ki padişah halime acısın.
پس گواهی بایدم بر مفلسی ** تا شهم رحمی کند یا مونسی
Sen, bana dedikodudan ve hileden başka bir şahit göster de o şen padişah merhamete gelsin.2700
تو گواهی غیر گفتوگو و رنگ ** وانما تا رحم آرد شاه شنگ
Çünkü sözden ve kötü hileden ibaret olan bu şahitlik o hâkimler hâkiminin yanında mecruhtur.
کاین گواهی که ز گفت و رنگ بد ** نزد آن قاضی القضاة آن جرح شد
Müflisin şahidi doğruluk olmalı ki nuru, söylemeden parıldasın (halini arzetmeden hali anlaşılan)” dedi.
صدق میخواهد گواه حال او ** تا بتابد نور او بیقال او
Arabın, orada su kıtlığı var sanarak çölleri aşıp Bağdat’a, halifeye bir testi yağmur suyu hediye götürmesi
هدیه بردن عرب سبوی آب باران از میان بادیه سوی بغداد به نزد خلیفه بر پنداشت آن که آن جا هم قحط آب است
Kadın dedi ki: “Doğruluk varlığından tamamı ile çıkıp arınarak, isteğini terk etmendir.
گفت زن صدق آن بود کز بود خویش ** پاک برخیزی تو از مجهود خویش