- Kendi tasvir ettiği şeye, kendi vehmine aşık olan kişi, nereden nimet ve ihsan sahibi Tanrı âşıklarından olacak?
- عاشق تصویر و وهم خویشتن ** کی بود از عاشقان ذو المنن
- O vehme âşık olan, doğrucuysa mecazi sevgisi, kendisini nihayet hakikate çeker, götürür. 2760
- عاشق آن وهم اگر صادق بود ** آن مجاز او حقیقت کش شود
- Bu sözü iyice anlatmak, açmak lâzım; fakat eski düşüncelilerden, onların köhne anlayışlarından korkuyorum.
- شرح میخواهد بیان این سخن ** لیک میترسم ز افهام کهن
- Kısa görüşlü köhne anlayışlar, fikre yüz türlü kötü hayaller getirirler.
- فهمهای کهنهی کوته نظر ** صد خیال بد در آرد در فکر
- Herkesin doğru işitmeye kudreti yoktur. Her kuşcağız, bir inciri bütün olarak yutamaz.
- بر سماع راست هر کس چیر نیست ** لقمهی هر مرغکی انجیر نیست
- Hele ölmüş, çürümüş, hayallere dalmış kör bir kuş olursa...
- خاصه مرغی مردهای پوسیدهای ** پر خیالی اعمیی بیدیدهای
- Balık resmine ister deniz olmuş, ister toprak. Kara yüzlüye ha sabun, ha kara boya! 2765
- نقش ماهی را چه دریا و چه خاک ** رنگ هندو را چه صابون و چه زاک
- Kâğıda gamlı bir adam resmi yaparsan o resmin ne gamla alışverişi vardır, ne neşeyle.
- نقش اگر غمگین نگاری بر ورق ** او ندارد از غم و شادی سبق
- Resim, görünüşte gamlıdır ama, kendisi gamla alâkasızdır. Görünüşte gülen bir resmin de neşeyle münasebeti yoktur.
- صورتش غمگین و او فارغ از آن ** صورتش خندان و او ز آن بینشان
- Gönülde bir haletten başka bir şey olmayan bu dünya gamı bu dünya neşesi; hakiki neşeye hakiki gama nispetle resimden ibarettir.
- وین غم و شادی که اندر دل خفی است ** پیش آن شادی و غم جز نقش نیست