Fakat bu ilim ve güzellik, fevkâlade dolu olduğundan derisine sığamayan kişinin (zuhuru, zatının muktazası olan ve zuhur etmemesine imkân bulunmayan Tanrı’nın ) Dicle’sinden bir katradır.
قطرهای از دجلهی خوبی اوست ** کان نمیگنجد ز پری زیر پوست
O, gizli bir defineydi. Pek dolu olduğundan yarıldı, kendisini izhar etti.Toprağı, göklerden daha parlak bir hale getirdi.
گنج مخفی بد ز پری چاک کرد ** خاک را تابان تر از افلاک کرد
Gizli bir hazineyken coştu; toprağı atlas giyen bir sultan haline soktu.
گنج مخفی بد ز پری جوش کرد ** خاک را سلطان اطلس پوش کرد
O Bedevi, Tanrı’nın Dicle’sinden bir katrayı görseydi hakikatte bir deniz olan o katranın önünde testisini atardı.
ور بدیدی شاخی از دجلهی خدا ** آن سبو را او فنا کردی فنا
Onu görenler, daima kendilerinden geçmiş bir haldedirler. Bu yokluk halinde testilerini taşlayıp kırmışlardır.2865
آن که دیدندش همیشه بیخودند ** بیخودانه بر سبو سنگی زدند
Ey himmet edip testiyi kıran! O testi, kırılmakla daha iyi yapılmış olur.
ای ز غیرت بر سبو سنگی زده ** و این سبو ز اشکست کاملتر شده
Küp kırılır ama içindeki su dökülmez. Bu kırılmada yüzlerce sağlamlık vardır.
خم شکسته آب از او ناریخته ** صد درستی زین شکست انگیخته
Küpün bütün parçaları oynamakta, hallenmektedir. Fakat Akl-ı Cüz’î, bunu imkânsız görür.
جزو جزو خم به رقص است و به حال ** عقل جزوی را نموده این محال
Bu halette ortada ne testi görünür, ne su. Bunu iyice gör, doğrusunu Tanrı daha iyi bilir.
نی سبو پیدا در این حالت نه آب ** خوش ببین و الله اعلم بالصواب
Mâna kapısını döversen açarlar. Fikir kanadını terket ki seni iri bir doğan haline getirsinler.2870
چون در معنی زنی بازت کنند ** پر فکرت زن که شهبازت کنند