English    Türkçe    فارسی   

1
2871-2880

  • Fikir kanadı, çamurlara bulanmıştır, ağırdır. Sen toprak yemeğe alışmışsın; onun için toprak, sana can gibi geliyor.
  • پر فکرت شد گل آلود و گران ** ز آن که گل خواری ترا گل شد چو نان‌‌
  • Ekmek et... Bunlar topraktır, bunları daha az ye de toprak gibi yeryüzünde kalma.
  • نان گل است و گوشت کمتر خور از این ** تا نمانی همچو گل اندر زمین‌‌
  • Acıkınca kızgın geçimsiz, aslı kötü bir köpek oluyorsun.
  • چون گرسنه می‌‌شوی سگ می‌‌شوی ** تند و بد پیوند و بد رگ می‌‌شوی‌‌
  • Karnın doyunca murdarlaşıyor, ayak üstünde duran ve hiçbir şeyden haberi olmayan bir duvar kesiliyorsun.
  • چون شدی تو سیر مرداری شدی ** بی‌‌خبر بی‌‌پا چو دیواری شدی‌‌
  • Şu halde sen bir zaman pis, murdar bir hale geliyor, bir zaman köpekleşiyorsun. Aslanların yolunda nasıl yürüyebilecek, nasıl koşup seğirteceksin? 2875
  • پس دمی مردار و دیگر دم سگی ** چون کنی در راه شیران خوش تگی‌‌
  • Sana avlanmakta yarayan ancak köpektir. Bunu böyle bil de köpeğe daha az miktarda kemik at!
  • آلت اشکار خود جز سگ مدان ** کمترک انداز سگ را استخوان‌‌
  • Çünkü köpeğin karnı doyarsa daha ziyade serkeşleşir. Bu serkeşlikle ava istediğin gibi gider mi?
  • ز آن که سگ چون سیر شد سرکش شود ** کی سوی صید و شکار خوش دود
  • O Bedeviyi, oraya yoksulluk çekiyordu. Nihayet o kapıyı, o devleti gördü.
  • آن عرب را بی‌‌نوایی می‌‌کشید ** تا بدان درگاه و آن دولت رسید
  • O penahı olmayan yoksula padişahın ihsanını hikâye etmiştik.
  • در حکایت گفته‌‌ایم احسان شاه ** در حق آن بی‌‌نوای بی‌‌پناه‌‌
  • Âşık, aşk diyarında ne söylerse söylesin, ağzından aşk kokusu duyulur. 2880
  • هر چه گوید مرد عاشق بوی عشق ** از دهانش می‌‌جهد در کوی عشق‌‌