- Onun için bütün güzel çiçekler “ Müjde, müjde; işte bahar gelmekte “ deyip dururlar;
- پس همیگویند هر نقش و نگار ** مژده مژده نک همیآید بهار
- Çiçekler, akarsu zinciri gibi parlamak, meyveler, tomurcuklanmak için hep baharı isterler.
- تا بود تابان شکوفه چون زره ** کی کند آن میوهها پیدا گره
- Baharda çiçek dökülünce meyve baş gösterir. Ten de harap olunca can görünür.
- چون شکوفه ریخت میوه سر کند ** چون که تن بشکست جان سر بر زند
- Meyve mânadır, çiçek onun sûreti. O çiçek, müjdedir, meyve de nimeti! 2930
- میوه معنی و شکوفه صورتش ** آن شکوفه مژده میوه نعمتش
- Çiçek döküldü mü meyve meydana çıkar. O kayboldu mu bu fazlasıyla görünür.
- چون شکوفه ریخت میوه شد پدید ** چون که آن کم شد شد این اندر مزید
- Ekmek kırılıp yenmeyince kuvvet verir mi; salkımlar sıkılmadıkça şarap olur mu?
- تا که نان نشکست قوت کی دهد ** ناشکسته خوشهها کی مَیْ دهد
- Helile, ilâçların arasında kırılıp ezilmedikçe ilâçlar, nereden sıhhati arttıracak?
- تا هلیله نشکند با ادویه ** کی شود خود صحت افزا ادویه
- Pîr kimdir? Pîrin sıfatları
- در صفت پیر و مطاوعت وی
- Ey Hak Nuru Hüsâmeddin! Bir iki kağıdı fazla al da pîrin sıfatlarını anlatayım.
- ای ضیاء الحق حسام الدین بگیر ** یک دو کاغذ بر فزا در وصف پیر
- Gerçi vücudun nazik ve çok zayıf , fakat sensiz cihanın işi yoluna girmiyor. 2935
- گر چه جسم نازکت را زور نیست ** لیک بیخورشید ما را نور نیست
- Gerçi ışık ( gibi nurlu, lâtif) ve sırça ( gibi ince ve nazik) oldun. Fakat gönül ehlinin başısın, onlara muktedasın.
- گر چه مصباح و زجاجه گشتهای ** لیک سر خیل دلی سر رشتهای