- Ona münafık dersen... o aşağılık ad, içini akrep gibi dağlar.
- گر منافق خوانیاش این نام دون ** همچو کژدم میخلد در اندرون
- Bu ad, cehennemden ayrılmış ve kopmuş değilse niçin cehennem tadı var?
- گرنه این نام اشتقاق دوزخ است ** پس چرا در وی مذاق دوزخ است
- O kötü adın çirkinliği harften değildir. O deniz suyunun acılığı “kab” dan değildir. 295
- زشتی آن نام بد از حرف نیست ** تلخی آن آب بحر از ظرف نیست
- Harf kaptır, ondaki mana su gibidir. Mana denizi de “Ümm-ül-Kitap” yanında bulunan, kendisinde olan zattır.
- حرف ظرف آمد در او معنی چو آب ** بحر معنی عنده أم الکتاب
- Dünyada acı ve tatlı deniz var. Aralarında bir perde var ki birbirine taşmaz karışmazlar.
- بحر تلخ و بحر شیرین در جهان ** در میانشان برزخ لا یبغیان
- Fakat şu var ki bu iki denizin her ikisi de bir asıldan akar. Bu ikisinden de geç, tâ onun aslına kadar yürü!
- وانگه این هر دو ز یک اصلی روان ** بر گذر زین هر دو رو تا اصل آن
- Kalp altınla halis altın ayarda belli olur. Kalpla halisi, mehenge vurmadıkça tahminî olarak bilemezsin.
- زر قلب و زر نیکو در عیار ** بیمحک هرگز ندانی ز اعتبار
- Tanrı kimin ruhuna mehenk korsa ancak o kişi, yakini şüpheden ayırt edebilir. 300
- هر که را در جان خدا بنهد محک ** هر یقین را باز داند او ز شک
- Diri bir kişinin ağzına bir sıçrayıp girse o adam, onu dışarı çıkarıp attığı zaman rahatlaşır.
- در دهان زنده خاشاکی جهد ** آن گه آرامد که بیرونش نهد
- Binlerce lokma arasında ağzına ufacık bir çöp girdi mi, diri kişinin hissi onu duyar, sezer.
- در هزاران لقمه یک خاشاک خرد ** چون در آمد حس زنده پی ببرد