English    Türkçe    فارسی   

1
2959-2968

  • Peygamber, Ali’ye dedi ki: “ Ey Ali! Tanrı aslanısın, kuvvetlisin, korkmazsın, yüreklisin.
  • گفت پیغمبر علی را کای علی ** شیر حقی پهلوانی پر دلی‌‌
  • Fakat aslanlığına dayanma, güvenme. Ümit ağacının gölgesine sığın! 2960
  • لیک بر شیری مکن هم اعتماد ** اندر آ در سایه‌‌ی نخل امید
  • Hiç kimsenin rivayetlerle, masallarla yoldan ayıramayacağı akıllı bir kişinin gölgesine gir.
  • اندر آ در سایه‌‌ی آن عاقلی ** کش نداند برد از ره ناقلی‌‌
  • Yeryüzünde onun gölgesi Kafdağı gibidir, ruhu da Simurg gibi çok yükseklerde uçmakta, yücelerde dolaşmakta.
  • ظل او اندر زمین چون کوه قاف ** روح او سیمرغ بس عالی طواف‌‌
  • Kıyamete kadar onu övsem, söylesem tükenmez. Bu övüşe bir kesim, bir son arama.
  • گر بگویم تا قیامت نعت او ** هیچ آن را مقطع و غایت مجو
  • Güneş, insan suretiyle yüzünü örtmüştür, insan suretinde gizlenmiştir; artık sen anlayıver. Doğrusunu Tanrı daha iyi bilir.
  • در بشر رو پوش کرده ست آفتاب ** فهم کن و الله اعلم بالصواب‌‌
  • Ya Ali! Sen, Tanrı yolundakini bütün ibadetler içinde Tanrıya ulaşmış kişinin gölgesine sığınmayı seç. 2965
  • یا علی از جمله‌‌ی طاعات راه ** بر گزین تو سایه‌‌ی خاص اله‌‌
  • Herkes bir çeşit ibadete sarıldı, kendisi için bir türlü kurtulma çaresine yapıştı.
  • هر کسی در طاعتی بگریختند ** خویشتن را مخلصی انگیختند
  • Sen, akıllı bir kişinin gölgesine kaç ki gizli gizli savaşan düşmandan kurtulasın.
  • تو برو در سایه‌ی عاقل گریز ** تا رهی ز آن دشمن پنهٱن ستیز
  • Bu, senin için bütün ibadetlerden daha iyidir. Bu suretle yolda ilerlemiş olanların hepsini geçer, hepsinden ileri olursun.
  • از همه طاعات اینت بهتر است ** سبق یابی بر هر آن سابق که هست‌‌