- Dünyada acı ve tatlı deniz var. Aralarında bir perde var ki birbirine taşmaz karışmazlar.
- بحر تلخ و بحر شیرین در جهان ** در میانشان برزخ لا یبغیان
- Fakat şu var ki bu iki denizin her ikisi de bir asıldan akar. Bu ikisinden de geç, tâ onun aslına kadar yürü!
- وانگه این هر دو ز یک اصلی روان ** بر گذر زین هر دو رو تا اصل آن
- Kalp altınla halis altın ayarda belli olur. Kalpla halisi, mehenge vurmadıkça tahminî olarak bilemezsin.
- زر قلب و زر نیکو در عیار ** بیمحک هرگز ندانی ز اعتبار
- Tanrı kimin ruhuna mehenk korsa ancak o kişi, yakini şüpheden ayırt edebilir. 300
- هر که را در جان خدا بنهد محک ** هر یقین را باز داند او ز شک
- Diri bir kişinin ağzına bir sıçrayıp girse o adam, onu dışarı çıkarıp attığı zaman rahatlaşır.
- در دهان زنده خاشاکی جهد ** آن گه آرامد که بیرونش نهد
- Binlerce lokma arasında ağzına ufacık bir çöp girdi mi, diri kişinin hissi onu duyar, sezer.
- در هزاران لقمه یک خاشاک خرد ** چون در آمد حس زنده پی ببرد
- Dünya hissi, bu cihanın merdivenidir, din hisside göklerin merdiveni.
- حس دنیا نردبان این جهان ** حس دینی نردبان آسمان
- Bu hissin sağlığını hekimden isteyiniz, o hissin sağlığını Habib’den (Hz. Muhammed’den) .
- صحت این حس بجویید از طبیب ** صحت آن حس بخواهید از حبیب
- Bu hissin sağlığı, vücut sağlamlığındandır, o hissin sağlığı vücudu harap etmektedir. 305
- صحت این حس ز معموری تن ** صحت آن حس ز تخریب بدن
- Can yolu, mutlaka cismi viran eder, onu yıktıktan sonra da yapar.
- راه جان مر جسم را ویران کند ** بعد از آن ویرانی آبادان کند