- Bir aslan, bir kurt, bir tilki avlanmak için dağlara düşmüşler.
- شیر و گرگ و روبهی بهر شکار ** رفته بودند از طلب در کوهسار
- Birbirlerine yardım ederek av hayvanlarını adamakıllı yakalamayı, onların yolunu kesmeyi kurmuşlardı.
- تا به پشت همدگر بر صیدها ** سخت بر بندند بار قیدها
- Üçü de beraberce o geniş ovada birçok av elde etmek niyetindeydiler. 3015
- هر سه با هم اندر آن صحرای ژرف ** صیدها گیرند بسیار و شگرف
- Aslan, onlarla beraber avlanmaktan utanmaktaysa da yine onları ağırladı, onlara yoldaş oldu.
- گر چه ز یشان شیر نر را ننگ بود ** لیک کرد اکرام و همراهی نمود
- Böyle bir padişaha maiyetindeki asker, ancak zahmettir. Fakat bu “Topluluk rahmettir” deyip onlara uydu.
- این چنین شه را ز لشکر زحمت است ** لیک همره شد جماعت رحمت است
- Böyle bir ay, yıldızlarla beraber gezmeden utanır. O, yıldızların içinde ancak onları parlatmak, onlara ihsan etmek için bulunur.
- این چنین مه را ز اختر ننگهاست ** او میان اختران بهر سخاست
- Reyine, tedbirine benzer isabetli bir rey, yerinde bir tedbir bulunmamakla beraber yine Peygamber’e “ Şâvirhum” emri geldi.
- امر شاورهم پیمبر را رسید ** گر چه رایی نیست رایش را ندید
- Terazide arpa, altınla arkadaş olmuştur. Fakat bununla arpanın da altın gibi kıymetlenmesi icabetmez. 3020
- در ترازو جو رفیق زر شده ست ** نی از آن که جو چو زر گوهر شده ست
- Ruh, şimdilik kalıba yoldaş olmuştur. (kalıp, ruhu korumaktır). Nitekim köpek de bir zaman için kapıyı korur.
- روح قالب را کنون همره شده ست ** مدتی سگ حارس درگه شده ست
- Bunlar; kudretli, şevketli aslanın maiyetinde dağa doğru gittikleri zaman
- چون که رفتند این جماعت سوی کوه ** در رکاب شیر با فر و شکوه