English    Türkçe    فارسی   

1
3032-3041

  • Fakat kendi kendine “Yoksul hasisler sizi! Ben, sizin cezanızı veririm, size gösteririm ben!
  • لیک با خود گفت بنمایم سزا ** مر شما را ای خسیسان گدا
  • ”Size benim hükmüm kâfi gelmedi mi? Benim ihsanım hususunda zannınız bu mu?
  • مر شما را بس نیامد رای من ** ظنتان این است در اعطای من‌‌
  • Sizin akıllarınız, reyleriniz de benden; benim dünyamı aydınlatan ihsanlarımdandır.
  • ای عقول و رایتان از رای من ** از عطاهای جهان آرای من‌‌
  • Resim ressamı nasıl ayıplayabilir? Resme o ayıbı, o kötü görünüşü veren ressamdır. 3035
  • نقش با نقاش چه سگالد دگر ** چون سگالش اوش بخشید و خبر
  • Benim hakkımda böyle hasisçe bir zanna mı düşeceksiniz? Zamanın ayıbı, arı asıl sizsiniz.
  • این چنین ظن خسیسانه به من ** مر شما را بود ننگان زمن‌‌
  • Tanrı hakkında kötü zanda bulunanlar, sizin kellenizi uçurmazsam bu işim, hatanın ta kendisidir.
  • ظانین بالله ظن السوء را ** گر نبرم سر بود عین خطا
  • Dünyayı sizin ayıbınızdan kurtarayım da bu hikâye, dünya durdukça söylenip dursun dedi.
  • وارهانم چرخ را از ننگتان ** تا بماند بر جهان این داستان‌‌
  • Aslan bu düşünceyle açıkça gülüyordu. Aslanın gülümsemelerine emin olma.
  • شیر با این فکر می‌‌زد خنده فاش ** بر تبسمهای شیر ایمن مباش‌‌
  • Dünya malı, Tanrının gülümsemeleridir. Bizi bu suret sarhoş, mağrur ve perişan etmiştir. 3040
  • مال دنیا شد تبسمهای حق ** کرد ما را مست و مغرور و خلق‌‌
  • Ey Kadri yüce kişi! Sana yoksulluk ve hastalık iyidir. Çünkü o gülümseme nihayet tuzağını kurar, seni düşürür!
  • فقر و رنجوری به استت ای سند ** کان تبسم دام خود را بر کند
  • Aslanın kurdu imtihan ederek “ Kurt, huzuruma gel, bu avları aramızda payet “ demesi
  • امتحان کردن شیر گرگ را و گفتن که پیش آی ای گرگ بخش کن صیدها را میان ما