- Sizin akıllarınız, reyleriniz de benden; benim dünyamı aydınlatan ihsanlarımdandır.
- ای عقول و رایتان از رای من ** از عطاهای جهان آرای من
- Resim ressamı nasıl ayıplayabilir? Resme o ayıbı, o kötü görünüşü veren ressamdır. 3035
- نقش با نقاش چه سگالد دگر ** چون سگالش اوش بخشید و خبر
- Benim hakkımda böyle hasisçe bir zanna mı düşeceksiniz? Zamanın ayıbı, arı asıl sizsiniz.
- این چنین ظن خسیسانه به من ** مر شما را بود ننگان زمن
- Tanrı hakkında kötü zanda bulunanlar, sizin kellenizi uçurmazsam bu işim, hatanın ta kendisidir.
- ظانین بالله ظن السوء را ** گر نبرم سر بود عین خطا
- Dünyayı sizin ayıbınızdan kurtarayım da bu hikâye, dünya durdukça söylenip dursun dedi.
- وارهانم چرخ را از ننگتان ** تا بماند بر جهان این داستان
- Aslan bu düşünceyle açıkça gülüyordu. Aslanın gülümsemelerine emin olma.
- شیر با این فکر میزد خنده فاش ** بر تبسمهای شیر ایمن مباش
- Dünya malı, Tanrının gülümsemeleridir. Bizi bu suret sarhoş, mağrur ve perişan etmiştir. 3040
- مال دنیا شد تبسمهای حق ** کرد ما را مست و مغرور و خلق
- Ey Kadri yüce kişi! Sana yoksulluk ve hastalık iyidir. Çünkü o gülümseme nihayet tuzağını kurar, seni düşürür!
- فقر و رنجوری به استت ای سند ** کان تبسم دام خود را بر کند
- Aslanın kurdu imtihan ederek “ Kurt, huzuruma gel, bu avları aramızda payet “ demesi
- امتحان کردن شیر گرگ را و گفتن که پیش آی ای گرگ بخش کن صیدها را میان ما
- Aslan “Bunları payet. Ey koca kurt, adaleti tazele!
- گفت شیر ای گرگ این را بخش کن ** معدلت را نو کن ای گرگ کهن
- Pay etmede benim vekilim ol da ne mahiyettesin, meydana çıksın” dedi.
- نایب من باش در قسمتگری ** تا پدید آید که تو چه گوهری