English    Türkçe    فارسی   

1
3036-3045

  • Benim hakkımda böyle hasisçe bir zanna mı düşeceksiniz? Zamanın ayıbı, arı asıl sizsiniz.
  • این چنین ظن خسیسانه به من ** مر شما را بود ننگان زمن‌‌
  • Tanrı hakkında kötü zanda bulunanlar, sizin kellenizi uçurmazsam bu işim, hatanın ta kendisidir.
  • ظانین بالله ظن السوء را ** گر نبرم سر بود عین خطا
  • Dünyayı sizin ayıbınızdan kurtarayım da bu hikâye, dünya durdukça söylenip dursun dedi.
  • وارهانم چرخ را از ننگتان ** تا بماند بر جهان این داستان‌‌
  • Aslan bu düşünceyle açıkça gülüyordu. Aslanın gülümsemelerine emin olma.
  • شیر با این فکر می‌‌زد خنده فاش ** بر تبسمهای شیر ایمن مباش‌‌
  • Dünya malı, Tanrının gülümsemeleridir. Bizi bu suret sarhoş, mağrur ve perişan etmiştir. 3040
  • مال دنیا شد تبسمهای حق ** کرد ما را مست و مغرور و خلق‌‌
  • Ey Kadri yüce kişi! Sana yoksulluk ve hastalık iyidir. Çünkü o gülümseme nihayet tuzağını kurar, seni düşürür!
  • فقر و رنجوری به استت ای سند ** کان تبسم دام خود را بر کند
  • Aslanın kurdu imtihan ederek “ Kurt, huzuruma gel, bu avları aramızda payet “ demesi
  • امتحان کردن شیر گرگ را و گفتن که پیش آی ای گرگ بخش کن صیدها را میان ما
  • Aslan “Bunları payet. Ey koca kurt, adaleti tazele!
  • گفت شیر ای گرگ این را بخش کن ** معدلت را نو کن ای گرگ کهن‌‌
  • Pay etmede benim vekilim ol da ne mahiyettesin, meydana çıksın” dedi.
  • نایب من باش در قسمت‌‌گری ** تا پدید آید که تو چه گوهری‌‌
  • Kurt “Padişahım, yaban öküzü senin payın. O büyük, sen de büyük, iri ve çeviksin.
  • گفت ای شه گاو وحشی بخش تست ** آن بزرگ و تو بزرگ و زفت و چست‌‌
  • Keçi orta boyda, orta irilikte, onun için benim. Tilki, sen de tavşanı al. Tavşan tam sana münasip” dedi. 3045
  • بز مرا که بز میانه ست و وسط ** روبها خرگوش بستان بی‌‌غلط